“Fakat şu muhakkak ki bugün olduğum gibi olmak da istemiyorum. Büsbütün başka bir hayat, daha az gülünç ve daha çok manalı bir hayat istiyorum. Belki bunu arayıp bulmak da mümkün… Fakat içimde öyle bir şeytan var ki… Bana her zaman istediğimden büsbütün başka şeyler yaptırıyor. Onun elinden kurtulmaya çalışmak boş… Yalnız ben değil, hepimiz onun elinde bir oyuncağız… Senin dünyaya hâkimiyet planların bile eminim ki onun mahsulü…”
Sabahattin Ali'nin çok okunan klasiklerinden İçimizdeki Şeytan konservatuvar öğrencisi Macide ve postanede yarı zamanlı memur olarak çalışan edebiyat tutkunu Ömer'in kendini bulma yolculuğunu anlatıyor.
Geçim sıkıntısı ve sanatın cezbedici gücü arasında bocalayan Ömer, aklını sürekli kurcalayan bir sesle mücadele içine girer. Kararsızlıklar, isteksizlikler, hain planlar hep içindeki şeytanın eseridir ya da şeytan aslında insanın kendisidir!
(Arka Kapak)