İçimizdeki Şeytan
Sabahattin Aliİçimizdeki Şeytan Reviews
You can find İçimizdeki Şeytan reviews, İçimizdeki Şeytan book reviews, İçimizdeki Şeytan ratings on 1000Kitap.
ÇOK ÇOK ÇOK GÜZEL BİR KİTAP
"Bana dünyanın hakikaten suratına tükürülmeye bile değmez olduğunu ve bu dünyada suratına tükürülmeyecek bir tek, ama bir tek insan bile bulunmadığını sağlam bir şekilde ispat ettin"(Syf:184).
"Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş... Ne aradığımızı bilmeden aramak... Şimdi
268 syf.
8/10 puan verdi
Yaptığımız kötülükleri ve yanlışları, vurdumduymaz tavırlarımızı, hatalarımızı, zararlı alışkanlıklarımızı düşünürken hep başkalarını suçlarız. İşte ana karakterimiz Ömer de bu durumu herkesin içinde bir şeytanı olduğunu ve insanların kötülükleri bu şeytanın iradesiyle yaptığını düşünüyor ve suçu İçimizdeki Şeytan’a atıyor…
Ömer’in iç
İçimizdeki Şeytan
Sabahattin Ali okuyucuları iyi bilir ki, yazar eserlerinde insan psikolojisini karakterlere yansıtarak başarılı psikolojik analizler yapar. İçimizdeki şeytan isimli romanında bahsettiğim psikolojik analizlerin ne kadar başarılı olduğunun örneğini görmek mümkün.
Roman, belli başlı karakterler etrafında şekillenmektedir. Bu karakterler ise Macide,
Bu kadar uzun sürede bitmesinin tek kabahatlisi benimdir.
Yarısına gelmeden seyahate çıkmış ve yanıma almayı çantama atıvermeyi unutmuştum .Sonra tabi yeni bir kitap alıp bütün seyahat boyunca onunla haşır neşirdim.(son oyun Ahmet Altan dan başkası değildi)bir hafta sonra döndüğümde tekrar unutmamış olmakla beraber bitirme çabasındaydım .Ve son 30 sayfasını bu sabah büyük bir istek ve merakla okudum .Sonunu daha şiddetli bekliyordum oysaki, çünkü heyecanlandıran çok merak ettiren bir edayla buraya kadar gelmemiştim. En azından biterken biraz daha kıpırdansaydı.Ömer ve Macide sanki bir aşk değilde bir annenin evladına sarıldığı gibi duygularla birlikteydiler.Sonunda böyle olmaları gayet tabi doğaldı.En takıldığım karakter Bedri idi.Bir insan böyle olabilir miydi gerçekten? Şu var ki diğer karakterlerin bütün ayrıntılarını anlatacağım derken tam bi boğulmaya girip sıkıldığımı düşünecekken
sonrasında hemen toplayıp içine tekrar çektiği bir kitap olmuş .Araya kitap aldığım için bi tık daha iyisini beklemiş olmalıyım ki o aradaki kitap çok heyacanlı ve hareketli olduğundan yanlış yapmıştım ,siz öyle yapmayın ve bu kitabı sakince okuyunuz Sebahattin Ali yi hep sevmişimdir,okumaya da devam edeceğim . Gözlerinizden öperim .
Yine pek severek okuduğum bir #SabahattinAli kitabı oldu #İçimizdekiŞeytan . İki günde okuyabileceğim bu kitabı çok kötü bir #readingslump yaşayarak altı güne filan uzatmış olabilirim ama yine de Sabahattin Ali okumayı özlemişim... ve arkadaşlarla birlikte okunan kitaplar her zaman çok güzel
Henüz üniversitede öğrenim gören Ömer ve konservatuar öğrencisi Macide’nin hayatın kötü ya da tatlı tesadüfleri neticesinde yollarının kesişmesi ile atıldıkları macera sunuluyor okuyucuya. Genç yaşta düşünmeden verilen kararlar ve fütursuzca atılan adımlar ve bu avarelik sonucu hayat gailesi içinde çırpınmalar, iradeyi kullanamama durumları içine düşüveriliyor.
Yazarın akıcı ve güzel Türkçesi ile şiir gibi tümceler okuduğumuz, okurken sık sık hayatın manasını sorguladığımız, kendimizi duygu analizlerinin kollarında çırpınırken buluverdiğimiz, şahane bir Türk Edebiyatı klasiği. Muhakkak kütüphanenizde bulundurmalı ve okumalısınız sevgili okur. Kitapla ve sevgiyle🕊
-
Aslında üzerine söylenecek pek de bir şey bırakmayan, okurken insana kafasında tasarladığı tüm sonucu ucu açık bırakmadan nihayete erdirip tabiri caizse okuyucuyu iç huzura erdiren bir şekilde sona eriyor kitap. Bu kadar çok beğeniliyor oluşuyla merakımı cezbeden ve merağımın karşılığını fazlasıyla kaşrılayan bir eser oldu. Popülaritesinden mütevellit uzak duranlarınız varsa sosyal mesafe kurallarını ihlal etmenizi tavsiye ederim.
İçimizdeki şeytan, kendimizi mükemmel insanlar olarak inşa ettiğimiz gözümüzde bu mükemmelliğe ket vuran her hareketimizin, hissimizin, düşüncemizin mesulü tutup masumluğumuza zeval ettirmediğimiz o yalan ikinci benliğimiz. Muazzam bir kaçış mekanizması, bir ömür çalışacak cinsten. Oysa bir cesaret etse insan, bir yüzleşse pürüzleriyle, kendini göklere çıkarmadan var kabul edebilse, hakikatini sevebilse, hakikatinden sorabilse kötülüklerinin hesabını, kurtulabilecek bu çelişki dolu iç dünyasının karanlığından. O zaman anlayacak biricikliğin kalıplara girmeye çalışmaktan daha değerli ve kolay olduğunu, daha huzur verdiğini ve gerçek hissettirdiğini.
Umarım o cesareti bulmak yolunda debelenenlerimiz varsa bu kitaba denk gelir de bir umut ışığı olur yüzleşmesinde kendi tembelliği, acizliğiyle.
Keyifli okumalar.