Kaderin Ağlarının Örüşü A. Menderes - F. R. Zorlu - H. Polatkan'ın İdamları

İdamların İçyüzü

Süleyman Kocabaş

Quotes

See All
“Tarihimizde, siyasi idamlardan olarak en çok tartışılan ve haksızlığı herkes tarafından kabul edilen Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın idamları olmuştur. Nerdeyse tamamen sebepsiz yere ve ciddi suç unsurları bulunmadan asılmışlar, darbeciler ve onların etkisindeki Yassıada Mahkemesi tarafından nerdeyse tamamen , suçlu olsun, olmasın, “27 Mayıs’ın meşruluğunu ispatlamak” gibi bir garip ve yakışıksız ana gerekçe etrafında idam cezasına çarptırılmışlar ve infazları yapılmıştır.” S: 87
Sayfa 87 - Mutlu Basım YayınKitabı okudu
… İnönü’nün samimimi olmadığı, idamları açıktan olmasa bile gizliden mutlak istediği yolunda yorumlar yapılır. S:35 İnönü ile MBK Üyelerinden Erek Acuner atışmış. İnönü idamlar ve infazlarını isteyince Acuner ona karşı çıkarak işlerine karışılmamasını istemiş. Bu tavır İnönü’yü kızdırınca Acuner ve İnönü bağrışmışlar. S:36-37 İnönü idamlara karşı olsa bile, engel olmadı görüşü dillendirilmiştir. S: 54 Menderes’in Avukatı Apaydın’a göre; “İsmet Paşa’nın idamların yapılmaması için gösterdiği çaba, kendisinin 27 Mayıs Hareketinin işbirlikçisi ve etkileyici rolünü gizlemek amacına yöneliktir. Yargılamalar, duruşmalar hukuka aykırı olarak yapılırken İsmet Paşa hiç itiraz etmemiş ve âdeta idamları beklemiştir.” S:60 birebir alıntı değildir.
Sayfa 60 - Mutlu Basım YayınKitabı okudu
Reklam
Darbenin daha ilk haftasında, darbenin lideri Orgeneral Cemal Gürsel’den 27 Mayıs rejiminin Adalet Bakanı Amil Artus şunları işitmişti: Bayar, Menderes, Zorlu ve Polatkan hakkında ölüm cezasına hükmedilirse, bu ceza infazına komitede izin verilebilir. Yüksek Adalet Divanı oluşturulurken, darbecilerin istediği idam kontanjanı verecek şekilde seçildiği, Adalet Bakanı Amil Artus’un hangi hakimlerin darbecileri dinleyip idam kararı verecekleri bilgisini MBK üyelerine söylediğini Türkeş hatıralarında anlatmıştır. S:22 not: birebir alıntı değildir.
Sayfa 20 - Mutlu Basım YayınKitabı okudu
16 Eylül gecesi ilk idam edilen Fatin Rüştü Zorlu oluyor. Avukatları çağrılmadan, Yassıada görevlileri ve savcıların huzurunda idam ediliyor. İdam korkusuyla sarsılmamış, metin bir görüntüsü vardı. Kendisine okunan kararı metanetle dinliyor, ailesine mektup yazmak için izin istiyor, mektup yazarken elleri hiç titremiyor. Mektup bittikten sonra başsavcıdan izin isteyerek abdest alıyor, kimseye dargın olmadığını söyleyerek herkesten helallik istiyor. Ölüme giderken kendisine dini telkinlerde bulunan hocanın Arapça telaffuz hatalarını düzeltiyor ve son bir rica olarak kollarının önden bağlanmasını istiyor fakat kanunen imkânsızlık gerekçesiyle bu talebi geri çevriliyor. Masaya ve masa üstündeki sehpaya çıkarken yardım istemiyor. Hatta heyecandan eli titreyen celleda: ‘Oğlum ne titreyip duruyorsun? İlmik senin değil; benim boynuma geçecek’ diyor. Sonra âdeta kendini uçsuz bucaksız bir boşluğa atar gibi: ALLAH memleketi korosun, haydi Allahaısmarladık!’ dedikten sonra ayaklarının altındaki sandalyeyi de kendisi itiyor. S:75-76
Sayfa 75 - Mutlu Basım YayınKitabı okudu
Menderes de Zorlu gibi metanetini bozmadı. Müsterih olunuz. Allah’a şükredeceğim. Kadere inana insanlar daima huzur içinde olurlar. Son sözünü söylemesi istenince; size dargın değilim. Sizin ve diğer zavallıların iplerinin hangi efendiler tarafından idare edildiğini biliyoruz. Onlara da dargın değilim. Kellemi onlara götürdüğünüzde deyiniz ki: Hürriyet uğruna ortaya koyduğu başını 17 sene evvel almadığınız için size müteşekkirdir. İdam edilmek için ortada hiçbir sebep yok. Ölüme bu kadar metanetle gittiğimi, silahların gölgesinde yaşayan kahraman efendilerinize acaba söyleyebilecek misiniz? Sizi ve efendilerinizi 1950 de olduğu gibi yine ben kurtarabilirdim. Dirimden korkmayacaksınız. Ancak millet ile el ele vererek, ölüm gelinceye kadar sizi takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Buna rağmen merhametim yine sizinle beraberdir. Milletim sağ olsun, memleket var olsun!. Kelimeyi şahadet getirdikten sonra, yüksek sesle ALLAH diye bağırdığı sırada cellat tarafından ayaklarının altındaki sandalye çekilerek infazı gerçekleştirilmiş bu sırada bazı sivil ve jandarma erlerinin ağladıkları görülmüştü… s:83-84
Sayfa 83 - Mutlu Basım YayınKitabı okudu
Çankaya Muhafız Alayı Komutanı Albay Osman Köksal’ın da “zeytin ve kuru fasulyeye talim ettiklerini, sivil elbise alacak güçleri olmadığını, taksitleri ödemekte zorluk çektiklerini, futbol maçlarına gidemediklerini, gazozdan başka bir şey içemediklerini” ifade ettiği ve o dönemde subay maaşlarının gerçekten düşük olduğu da belirtilmekte. Fakat maaşlar düşük diye ihtilal yapıp, başbakan ve bakan asmak da nasıl bir gerekçedir, vicdanı olanların vicdanına havale ediyorum. S:20
Sayfa 20 - Mutlu Basım YayınKitabı okudu
Reklam
“Tarihimizde, Osmanlı döneminden Cumhuriyet dönemine çok sayıda “siyasi idam” olayları yaşanmış, bunlar içinde gündemi en çok meşgul eden ve tartışılan 27 Mayıs 1960 darbesi eski başbakanlardan Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve eski Maliya Bakanı Hasan Polatkan’ın idamlar olmuştur. … haksız yere yapılan 27 Mayıs darbesi, kendisinden sonraki haksız yere yapılacak darbeler geleneğinin de bir başlangıcı olmuş, özellikle Türkiye’nin yönetimine 125 yıllık bir gelenekle hâkim olan “Seçkinci – Devletçi – Devrimci” yönetim kadrolarının “asker ortakları” na inhisar eden darbelerde, askerlerin hiçbir zaman geçerli olmayacak olan “Biz ülkeyi sivillerden daha iyi idare ederiz” mantığı bütün darbelerin ana sebebi olmuştur.” S: 5-6
Sayfa 5 - Mutlu Basım YayınKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.