Beğendim. İdeoloji kavramına dair pek çok şey öğrendiğim gibi, ideoloji kavramının Batı'da nasıl bakıldığını gösteren küçük bir fragman niteliğindedir. (Fragman diyorum, çünkü eser hacimce küçük, asıl metin doksan sayfa.) İdeoloji kavramının ortaya çıktığı 1789 devriminden, post modern yazarlara kadar, bir terimin seyr-ü seferini anlatıyor. Bu sefer hattı, -yani terimin tarihsel süreç içindeki evrimi- Tracy-Faucoult arası bir yolu kapsar. Kavramın iki asırlık tarihi olması ilginç. (Bu arada, üstad Cemil Meriç'in ideolojiler hakkında söyledikleri aklıma geldi. Ne diyordu üstad: "...İzm'ler, idraklerimize giydirilmiş deli gömlekleridir..." Onu da bu vesile ile rahmetle analım.) David Mclelan'ın çalışmasını güzel yapan bir başka husus, bizzat ideolojilerin "ideolojiye" yönelik bakış açısını okura sunmasıdır. İdeoloji kavramına çeşitli yazarlarla, hem içeriden hem dışarıdan bakabilmiş. Bence eserin en iyi yönü budur. Özetle, 10/10 veriyorum. Siyasal bilimlerle ilgilenenlerin okumasını tavsiye ederim.
