En Beğenilen İdeoloji Ve Ütopya Sözleri ve Alıntıları
En Beğenilen İdeoloji Ve Ütopya sözleri ve alıntılarını, en beğenilen İdeoloji Ve Ütopya kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir dilin oluşumunu, kendine özgü bir dil konuşmayıp daha ziyade izleyeceği yolu belirlemiş olan çağdaşlarının ve öncellerinin dilini konuşan tek bir bireyin gözlemlenmesinden türetmek doğru olamayacağı gibi, bir şahsiyetin bütünlüğünü sadece bireysel oluşumundan hareketle açıklamakda o denli yanlış olur. Birey, kendine atfettiğimiz konuşma ve düşünce biçimini, sadece çok sınırlı bir anlamda kendiliğinden yaratabilir. Birey, içinde bulunduğu grubun dilini konuşur; içinde bulunduğu grubun düşündüğü gibi düşünür. Belli sözcükleri ve sözcüklerin anlamını, kullanımına sunulmak üzere hazır bulur. Onlar sadece, bizatihi bireyi çevreleyen dünyaya girişi belirlemeye yaramazlar. Aynı zamanda, o zamana kadar nesnelerin grup ya da birey tarafından hangi açıdan ve hangi eylemsel bağlamda elde edilip idrak edildiğine ve dolayısıyla açığa kavuşturulmasına da yararlar.
Modern demokrasilerde fikirlerin kesin bir şekilde belirlenebilir grupları temsil ediyor oluşu, düşüncelerin toplumsal ve varoluşsal belirlenmişliklerinin politik tartışmalarda yarattığı etkinin daha kolay görülebilmesine yol açmıştır. Aslında sosyolojiyi, tinsel olguların analizinin bir yöntemi olarak ilk keşfeden politikaydı. İnsanlar düşünce akımlarını belirleyen bilinçdışı özendirmelerin bilinci ne de politik mücadeleler sonucunda vardılar. Politik tartışma, başından beri teorik gerekçelendirmenin ötesinde bir şeydi; politik tartışma maskeleri indirir, grubun varlığını kültürel hedeflerine ve teorik argümanlarına bağlayan bilinçdışı motifleri deşifre eder. Ancak modern politika, savaşlarını teorinin silahlarıyla gerçekleştirdiği oranda, deşifre sürecide teorinin sosyolojik kökenlerine aynı oranda nüfuz etmiş olur.
Soy idolleri (idola tribus): İnsanın doğasında ve bizzat insanın soy veya ırkının doğasında vardır. Çiinkü insan, anlamsız bir biçimde şey’lerin ölçüsü olduğunu iddia eder, üstelik bununla da kalmaz, hem duyuların hem de zihnin bütün algılarının kaynağı olarak evreni değil, insanı gösterir. İnsan zihni, ışınlan yayması, çarpıtması ve şeklini bozması bakımından kendi özelliklerini farklı nesnelere veren içbükey ve dışbükey aynalara benzer.