İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn (8 Cilt Takım)

İmam Gazali

İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn (8 Cilt Takım) Gönderileri

İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn (8 Cilt Takım) kitaplarını, İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn (8 Cilt Takım) sözleri ve alıntılarını, İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn (8 Cilt Takım) yazarlarını, İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn (8 Cilt Takım) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hazret-i Ali (k.v.) buyurdu: "Ey Allah'ım! Senden sabır istiyorum." Cenâb-ı Peygamber (s.a.v.) buna karşılık buyurdu: لَقَدْ سَأَلْتَ اللهُ الْبَلاء فَاسْأَلْهُ لَهُ الْعَافِيَةَ. "(Ya Ali!) Muhakkak ki sen Allah'tan belâ istedin! Sen ondan âfiyet taleb et
Reklam
Cenâb-ı Hak, Üzeyir âleyhisselâma vahy gönderdi: Senin başına bir belâ geldiği zaman, beni mahlükla- rıma şikâyet etme. Bana şikâyette bulun. Nasıl ki ben, seni meleklerime, kötülük ve rezaletlerin huzuruma yükseldiği zaman, şikâyet etmedimse
Kays'ın oğlu Ahmed buyurdu: "Bir gün dişim ağrıdığ halde sabahladım. Amcama dedim ki: - Bu gece diş ağrısından uyumadım! Bu sözü üç defa tekrarladım. Amcam bana dedi ki Bir gece dişinin ağrısını fazlasıyla şikâyet mevzuu yap tın. Ben ise otuz seneden beri şu gözüm kör olmuş, hala kimse bilmiyor.
Lokman Hakim, oğluna, dedi: "Ey oğul! Altın ateşle de neniyor. Salih kul da belâ ile..."
Ebû Mes'ud el-Belhî der ki: "Herhangi bir musibete g riftar olan bir kimse elbisesini yırtar, göğsüne vurursa, sanko bu kimse eline bir mızrak almış, onunla Allah ile muharebe etmek istiyor."
Reklam
"Allah katında halîmlikle reddedilen öfkeyi ve sabırla karşılanan musibeti yutmaktan daha sevimli iki lokmayı - hiçbir kul yutmamıştır! Allah yolunda dökülen bir damla kan veya gecenin karanlığında Allahdan başkası görme- diği ve secde hâlinde olduğu halde akıtılan bir dalma göz yaşından, Allah katında daha sevimli bir damla akıtılma- mıştır.
Cenâb-ı Hak, dün- yada kulunu cezalandırdığı zaman ikinci bir defa onu azâba düçar etmekten en kerim (en yüce)dir. Dünyada onu afvet- -tiği takdirde, kıyamette onu tâzib etmekten de münezzehtir.
Hasan-1 Basrîden rivayet ediliyor: Ashabdan bir kişi, ca- hiliyyet devrinde tanıdığı bir kadını gördü. Kadınla konuştu. Sonra kadını terketti. Yürüdüğü halde arada sırada dönüp kadına bakıyordu. Bu esnada bir duvara çarptı. Yüzü kı rıldı. Resûlüllah'a gelip hâdiseyi anlattı. Bunun üzerine Al- lah'ın Resulü buyurdu: "Allah bir kuluna hayrı irade ettiği zaman günahının cezasını dünyada acelece kendisine verir.
Ebu Derdå (r.a.) derdi: "Siz ölüm için doğuyorsunuz. Harab olmak için tamir ediliyorsunuz. Yok olana haris olursunuz. Ebedî kalanı bı- rakırsınız. Dikkat edilsin! Üç mekruh ne güzeldir. Bu hoşa gitmeyenler: Fakirlik, hastalık ve ölümdür."
Reklam
Musibetler üzerinde sabretmek hakkında vârid olan haberler çoktur. Allah'ın Resulü buyurdu: "Allah kim için hayrı irade ederse, ona musibet verir."73
Dünya bir konaktır. İnsanlar rahim kapı- sından oraya girmişlerdir. İnsanlar kabir kapısından oradan çıkacaklardır. Binaenaleyh onları o konağa ısındırıcı her şey belâdır. O konaktan kalblerini soğutucu, ünsiyetlerini kesici her şey de nimettir. O halde bunu bilen bir kimsenin belâlar üzerinde şükretmesi düşünülebilir. Belâdaki bu nimeti bil- meyen bir kimse ise, şükretmesi düşünülemez. Çünkü şü- kür, zarurî olarak, nimetin bilinmesine tâbidir. Kim ki "mu- sibetin sevabı musibetten daha büyük olduğuna inanmazsa musibetten dolayı şükretmesi düşünülemez.
Kâfır, Allah'tan yüz çeviren, dünya hayatından başkasını istemeyen, dünyaya razı olup güvenen kimselerdir. Mü'min ise kalbiyle dünyadan geri kalan, şiddetle dünyadan çıkışa mey- leden kimselerdir. Küfrün bâzısı açık, bâzısı gizlidir. Kalbdeki dünya sevgisi kadar, kalbe gizli şirk girer. Belki mutlak mu- vahhid (Allah'ı birleyici) o kimsedir ki, ancak hak olan "bir" sever
Öyle ki, dünya o kişi hak kında cennet gibi olur. O kişinin belâsı ölüm ânında dünya- dan ayrıldığı için oldukça büyür. Kişinin üzerinde musibetler çoğaldığı zaman kalbi dünyadan ürker. Dünyaya itimad et- mez. Ünsiyet peyda etmez. Dünya onun için hapishane olur. Onun dünyadan kurtuluşu hapishaneden kurtuluş gibi, lez- zetin en büyüğü olur. Bu sırra binaen Allah'ın peygamberi buyurdu:. "Dünya mü'minin kafesi, kâfirin cennetidir
helâk edici hatâların başı dünya sevgisi- dir. Kurtarıcı sebeblerin başı da kalben aldanış yuvasından uzaklaşmaktır. Nimetlerin belâ ve musibetlerle karışmaksı zın akması, kalbin dünyaya ve sebeblerine güvenmesini ve ünsiyet peyda etmesini gerektiriyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.