İhyadan İnşaya İslam Düşüncesi

Recep İhsan Eliaçık

İhyadan İnşaya İslam Düşüncesi Sözleri ve Alıntıları

İhyadan İnşaya İslam Düşüncesi sözleri ve alıntılarını, İhyadan İnşaya İslam Düşüncesi kitap alıntılarını, İhyadan İnşaya İslam Düşüncesi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hz. Muhammed (s.a.v), sadece peygamberlerin değil, önceki tüm kadim filozofların ahlaki öğretilerini meczetmiştir. Kendinden önce doğru namına ne kalmışsa hepsini sürdürmüş, insanlığın iyilik, erdem, ahlak ve adalet arayan damannı yeniden harekete geçirmiştir. Kur'an'ın masaddık olması, Muhammed Esed'in dediği gibi insanlıkta doğruluk adına ne kalmışsa onu sürdürmek demektedir... Görülüyor ki kadim ahlaki değerler özü itibariyle "birlikte" olmanın sonucu doğmuş, "ötekine" zarar vermeme endişesi bu ku-rallann oluşumunu sağlamıştır. Müslüman düşünürler buna "maka-sıd-ı şeria" demektedirler. Yani şeriatlann amacı öteden beri beş temel hakkı korumayı amaç edinmiştir; Din, can, mal, akıl, nesil...
Kanaatimce ilahi-beşeri hukuk ayrımı yanlıştır. Sorunun bu şekilde ortaya konması doğru değildir. Hukuk, hayatın yenilenen yüzü ile birlikte sürekli değişir ve yenilenir. Bu anlamıyla hukuk hayatın oluş ve akışına paralel seyreden dinamik bir süreç olup tektir, ilahi ve beşeri diye ikiye aynlamaz. Hele birbirinin karşısına hiç konulamaz. İlahi olanın değişmeyeceği, beşeri olanın ise değişebileceği söylenemez. Hukuk her iki halde de tümüyle değişkendir. İlahi hukuk diye ortaya konulan hükümler, beşeri diye aşağılanan hükümlerden muhtevası bakımından farklı değildirler.
Reklam
İbni Rüşd, ruh ve bedeni tek bir cevher olarak düşünmüştür. İbni Rüşd'e göre bu tek cevher maddenin sürekli dönüşümü yoluyla hiç yok olmaz; cesed çözülüp toprağa dönüşür, sonra toprak bereketlenir, yeşerir ve ekilerek meyvalannı verir. Bu meyvaları başka bir insan yer. Sonra o insan da yaşar ve ölür, onun cesedi de çürüyerek toprağa dönüşür. Sonra toprak verim ve hayvan artıklarıyla tekrar yeşerir ve bu böylece sonsuza dek sürer. İnsanın cesedi tabiat aracılığıyla ve maddenin değişik şekiller almasıyla baki kalır. İnsan da aklıyla sonsuzlasın İnsan düşünce ve fikir üreterek kollektif akla katılır. Bir insanda üretilen başka bir insana, bir medeniyette üretilen baka bir medeniyete aktarılarak, insanlığın külli aklına katılır. Bu böylece devam eder. Ruh akli katkılarıyla insanlığa katılırken, cesed maddenin dönüşümüyle tabiata karışır. Bu ikisi bu alemde ve bu dünyaya hastır. Bu alemdeki süreklilik akletmeyen canlılar için söz konusu değildir.
Dört Halife'den üçü suikast ile öldürüldü. Bunu Batılılar mı yaptı? 12 İmam'dan yedisi zehirlendi, üçü katledildi. Bunu modernistler mi yaptı? Kerbela faciasını kim yaptı? Amerikalılar mı? Bunların hepsi içtedir. İslamın içinde Kur'an algılanmasına yönelik bir sorun var. Bu sorun öyle bir noktaya geldi ki artık ipin ucu kopmak üzere. Dünya neredeyse şuna ikna olacak: bunların kitabında, Allah'ında, haşa peygamberinde hakikaten bir sorun var.. . Şimdi biz buna nasıl bir cevap vereceğiz?
İnsanlık daha ne Asr-ı saadetler, ne aydınlanmalar görecektir...
Sayfa 22
Biz Müslümanlar tarihin şu anında bir mağarada üç yüz yıl (hatta bin yıl) uyuduktan sonra uyanan Ashab-ı Kehf'e benzemekteyiz. Uykudan uyanıp şehre inince yaşadığımız "şok" ile etrafımıza şaşkın şakın bakınıp "Ne oldu bu dünyaya böyle, hiçbir şey bıraktığımız gibi değil" demekteyiz. Çünkü zaman akıp gitmiş, hayat değişmiş, insanlar başkalaşmış; ne anamız, ne babamız, ne akrabalarımız kalmış, yaşadığımız sokaklar, gezip dolaştığımız caddeler, konuştuğumuz dil bambaşka olmuştur. On bin nüfuslu küçük kasabamız 25 milyonluk koskoca bir metropole dönüşmüştür. Ne at kalmış ne kağnı; insanlar garip arabaların üzerinde oradan buraya koşturmakta, telefondan bilgisayara, elektrikten delikli demire acayip aletler kullanmaktadırlar.