İki Ateş Arasında Sözleri ve Alıntıları
İki Ateş Arasında sözleri ve alıntılarını, İki Ateş Arasında kitap alıntılarını, İki Ateş Arasında en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Başın derde girerse.”
Campbell başını salladı. “Ne yapacağımı biliyorum.”
Tor kollarını tutarak, sertçe salladı. “Bas roimh geill.''
“Ölmek var dönmek yok,” diye karşılık verdi Campbell sert bir şekilde.
Kaleye son bir kez daha bakıp, gemiye atlayarak uzaklaştı. Tor gidişini izledi.
Artık on kişilerdi.
Sayfa 365Kitabı okudu
“Senin ve adamlarının yaptıkları karşısında etkilenmedim değil ama gelecek sefere bir İngiliz garnizonuna saldırmaya karar vermeden önce bana haber vermeyi dene.”
Tor gülümsedi. “Elimden geleni yapacağım ama bu defa zaman yoktu. İngilizler, benim için çok değerli olan bir şeyi almıştı.”
Sayfa 417 - Robert&TorKitabı okudu
Bunu kastetmemişti. O da Christina ile az da olsa evlenmek istemişti... değil mi? Kimse onu bir şey yapmaya zorlamamıştı. Ne kadar canını yakarsa yaksın,gerçeği bilmek zorundaydı. “Neden benimle evlendin?”
Tor döndü ve tereddüdüne bakılırsa, ona söylemek istemiyordu.
Kalbi o kadar sıkıştı ki nefes alamadı. “Şimdi ne fark edecek ki?” diye sordu Christina. “Neden aramızda daha fazla yanlış anlaşılma kalsın?”
Tor, iğnelemesinden hoşlanmayarak, ters ters baktı. “MacDonald ile yaptığım pazarlığın bir parçasıydı. Seninle evlenmek, barış için ödediğim bedel oldu. Gerçi bugün olanlardan sonra, huzurumuza mâl olabilir.”
Sanki Christina’nın kalbi milyonlarca küçük parçaya ayrılıyor, ayaklarının altına saçılıyordu. Büyük, sıcak gözyaşları yanaklarından aşağı süzülüyordu. “Eğittiğin adamlar da mı bunun parçası?”
Kısaca, kestirip atarcasına, duygusuzca ne zamandır Christina’nın bilmek istediklerini anlattı, yaptıklarının ona neye mâl olabileceğini tam olarak görmesini sağladı. MacDonald ile yaptığı anlaşmanın koşullarını açıklamasını dinledi. Adamlara önderlik etmesini nasıl istediklerini ve Tor’un bunu başta reddedişini ama daha sonra MacDonald’ın ona rededemeyeceği bir teklifte bulunuşunu anlattı. Benimle hiçbir zaman evlenmek istemedi. Tor’un fikrini değiştirmesine neden olan onuru ya da ona karşı beslediği özel duygular falan değildi, klanına karşı hissettiği sorumluluk duygusuydu.
Sayfa 382Kitabı okudu
Christina, kollarını kocasına doladı, yüzünü göğsüne gömdü, etrafındaki çamur ve kiri önemsemeyecek kadar rahatlamıştı. “Zamanında geleceğinden emin olamadım.”
Tor, Christina’yı tekrar kendine çekti, çenesini nasırlanmış ellerinin arasına aldı ve öylesine sert ve çaresiz bir şekilde öptü ki Christina bir an soluksuz kaldı ve afalladı. Christina umut etmeye cesaret edemedi.
Öpücüğü yarıda bırakarak, Christina’nın gözlerinin içine baktı. “Geç kalacağım diye çok korktum. İyi misin?”
Sayfa 412Kitabı okudu
Baştan ayağa siyaha bürünmüş, gecenin karanlığına karışmış halde, doğaüstü ve haşmetli bedenleriyle ellerinde korkutucu keskinliğinin her hareketinde şeytanın ülkesini yayacak kılıçlarıile merdivenden aşağı akın ettiler.
Pelerinler ya da zırhlar yerine, siyah savaş paltoları giymişlerdi ve tuhaf bir şekilde bellerine koyu renk ekoselerini dolamışlardı. Dehşet verici kasklarının altında yüzleri bile gizlenmişti ve eski İskoçya’nın mavi savaş boyasıyla değil, külle boyanmıştı. Karanlığı yaran tek şey beyaz bir yıldırımdı.
Tanrım, düşmanlar gülümsüyor!
Bakışları yıldırımın başını çeken dehşet verici savaşçıya takıldı. Bir şeyler vardı...
Hissettiği farkındalıkla ürperdi. Tam anlamıyla tanınması imkansızdı ama onu tanıyordu. Kocası onun için gelmişti.
Sayfa 411Kitabı okudu
Adamlara içeri girmelerini emredecekken göz ucuyla gördüğü şey karşısında durdu.
MacRuairi de fark etmişti. “Bir kadına benziyor, kaptan,” diye fısıldadı.
Tor, kapının yanındaki muhafızla mücadele eden pelerinli kişiyi inceledi. Kalbi tekledi ve sonra da daha sert atmaya başladı. Herhangi bir kadın değildi, onun kadınıydı. Ufak tefek karısı, kurtarılmayı beklememişe benziyordu. Neden şaşırmamıştı?
Sayfa 408Kitabı okudu