Birbirini tutkuyla seven iki aşığın tanışmalarını, sevmelerini, evlenmelerini ve savaşın getirdiği ayrılığa karşı sevgilerinin mücadelesini anlatıyor. Yazar savaşın getirdiği ayrılık, uzaklık ve bilinmezliğin bu tutkulu aşıklar üzerinde oluşturduğu içsel ve duygusal karmaşayı, sadakati ve sadakatsizliği, bilinmezliği ve çaresizliği, sevgiyi ve özlemi, umudu ve umutsuzluğu, benliklerdeki gelgitleri öyle güzel kaleme almış ki hayran kalmamak elde değil. Daha ortaokuldayken okuduğum bu roman resmini bile görmediğim Budapeşteyi tanımamı ve sevmemi sağladı. Yıllar sonra internetten şehrin resimlerini ilk defa gördüğümde çok bildiğim bir yer gibi gelmesi, yazarın etkili tasvirinin göstergesidir kanımca.