Ben bir kara palyaço:
O hiç yüz vermedi bana
Tuttum kimse görmeden karıştım geceye
Gece de karaydı nasıl olsa
Ben bir kara palyaço
O hiç yüz vermedi bana
Tuttum şafak söksün bekledim ağlaya ağlaya
Seherin tepeleri kanadığında
Yüreğim de kanlıydı nasıl olsa
Ben bir kara palyaço
O hiç yüz vermedi bana
Baktım benim cıvıl cıvıl yüreğim
Havası kaçmış balona dönmüş
Çıktım sabah sabah
Yeni bir kara sevda aramaya
Bizim soylu, acıklı hikayemizin
Tümü bir gaddar maskesini andırır
Ne oyunu rastlantının ya da sihrin
Ne de buna benzer bir tarafı vardır
Aşkımızı içli bir hale getirsin
Ve Thomas de Quincey gibi günden güne
Alışıp afyon zehrine temiz ve hoş
Talihsiz Anna'yı düşüne düşüne
Geçelim geçelim bunları madem boş
Ama ben hatırlamadan edemem gene
Hatıralar çalan av borularıdır
Sesleri uzak rüzgarlarda dağılır
Gülün gülün gene bana
Karşımda cümle âlem hele siz buralılar
Demeye dilim varmaz desem neler var
Neler var demeye kalksam izniniz çıkmaz
Gelin acıyın bana
Tehditlerini fısıldarken Atlas yelleri
Bırakır saçlarında uzun öpüşler ıslak
Göçmenlerin limana doğru yorgun elleri
Başkaları bir yanda dizüstü ağlayarak
Baktı uzun bir zaman bu ölen kıyılara
Yalnız oyuncak gemileri titrer bir ufuk
Küçücük bir buketti dalgalanan macera
Kapladı Okyanusu koskoca bir tomurcuk
Ünmüş gibi dilerdi bu buket onun olur
Oynar uzak denizlerde yunuslar kuşalı
Bir yandan hafızası dokur
Başı var sonu yok bir halı
Gören hikâyesini okur
Bu solan alacakaranlıkta
İtiş kakış bir yığın aşk
Hatıran zincirli yerde yatmakta
Kaçışan karartılarımızdan uzak
O eller hafıza zincire vurmuş
Üstüste odunlar gibi alevlerinde
Kendi küllerinden doğan masaldaki kuş
Neredeyse konup yanacak halde
Aşınırken halka halka zincir
Hatıran gülerek ikimize
Duy kaçar bizden bizimle eğlenir
Kapanırım yeniden dizlerine