İnsanları çekiçle döve döve insanlıktan çıkarın, benzer koşullar oluştu mu o tuhaf hallerine döneceklerdir. Akıl almaz sorumsuzluğun ve baskının tohumlarını ek, aynı ürünü alırsın.
Gelmiş geçmiş en iyi günlerdi, gelmiş geçmiş en kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya doğruca Cennete gidecektik ya da tam aksi istikamete -özetle; şu an içinde bulunduğumuz döneme öyle benzer bir dönemdi ki dönemin, sesi en çok çıkan otoriteleri bu günler hakkında olumlu anlamda da, olumsuz anlamda da- ancak ve ancak "en" sözcüğü kullanılarak konuşulabileceğini iddia ediyorlardı.
Gereksiz şeyler örüyorlardı, ama bu mekanik iş bir yerde yiyip içmenin yerini tutuyordu; çeneler ve sindirim sistemleri yerine eller işliyordu; sıska parmakları duracak olsa mideleri daha da büzüşecekti.
Ama parmaklar çalıştıkça gözlerde çalıştı ve tabi zihinler de..