Son zamanda okuduklarım arasında en iyisiydi! Yazar öyle keskin bir zekayla yazmış ki kitabı, okurlarını on ikiden vurmuş diyebilirim. İki Şehrin Hikâyesi, İngiltere ve Fransa arasında yaşanan olaylardan ibaret. Fransa'nın 1775 yılı ve sonrası (ahmaklık çağı), kalpleri buz kesmiş insanları, azize adıyla anılan Giyotin'i ve suçsuzca idama sürüklenen onlarca başı, insan kanıyla doymuş sokaklarını konu edinen; tüyler ürpertici, şaşırtıcı ve okurken beni çok heyecanlandıran, ruhumu sürükleyen eser oldu. Öyle ki zaman zaman kitaba ara verip tekrar okumaya cesaret etmem gerekti. Bir halk nasıl olur da bu denli kalpsiz, vurdumduymaz, cinayete aç olabilir diye sorguladım. Sonunu tahmin ettim ve bana izlediğim 7. Koğuştaki Mucize filmini hatırlattı. Kurgusu mükemmeldi. Planlanarak hesap edilmiş olaylar ve karakter dizisi ile gönülleri fethetti. Başucu kitaplarımdan oldu. Keyifli okumalar!