Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı hem aptallık, hem inanç devriydi hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu...
Miss Pross kafasını iki yana sallayarak . "Bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok," dedi. "O tele dokunduğunuz an akordu bozuluyor . En iyisi onu kendi haline bırakmak ."
"Kederli kederli yükseldi güneş ; güneş ışıklarının vurduğu hiçbir şey , yüreğindeki iyi niyeti ve sahip olduğu yetenekleri doğru kullanma becerisinden yoksun , kendi iyiliği ve mutluluğuna zerre kadar hayrı olmayan , kendi çürüyüşünün farkında olduğu halde bu çürümenin onu yiyip bitirmesine izin veren bu adam kadar kederli olamazdı ."
"zihninde onun geçmişteki ve şimdiki halini karşılaştırıyordu , "yılların tahtırevallisi Sydney. Bir an yükseklerdedir , sonra bir bakmışsın dipte ; bir mutludur , bir bunalımda !"
"Çocukluğundan beri içinde kuluçkaya yatmış bir haksızlığa uğramışlık duygusu ve belli bir sınıfa yönelik müzmin bir nefret vardı; fırsatını bulduğunda bunlar, onu adeta vahşi bir dişi kaplana dönüştürmüştü. İçinde acıma duygusundan eser yoktu. Bir zamanlar böyle bir erdeme sahip olmuşsa bile, merhamet onu çoktan terk etmişti. "
Sayfa 475 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu