En Eski İki Şehrin Hikayesi kitaplarını, en eski İki Şehrin Hikayesi sözleri ve alıntılarını, en eski İki Şehrin Hikayesi yazarlarını, en eski İki Şehrin Hikayesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Açıkçası kitabın başlarında beni o kadar bağlamayacağını hissetmiş ya da düşünmüştüm, fakat daha sonra -yarısından sonra- kitap fazlasıyla hız ve heyecan kazandı Fransız devrimi sonuçta... Kitabı okurken yazarın dilini yine başta sevmesem de -belki alışamadığımdandır- yine de okumasının rahat olduğunu söyleyebilirim tabii ben ithaki yayınlarından okudum, her ne kadar burada basımı bulamamış olsam da. Yazar kitapta çokça betimleme yapmış sokaktaki insanların seslerini leşe üşüşen sineklerin sesine benzetmesi özellikle hoşuma gitmişti çünkü tam filmde kullanmalık bir benzerlik diye düşünmüştüm. Ben böyle kitaplarda yani klasiklerde karakterlerin aşırı erdemli olmasını ve nazik olmasını itici bulsam da karakterler etkileyiciydi. Dediğim gibi kitabın başlarını sıkılmadan okursanız kitap çok daha güzelleşiyor ve canlanıyor, olaylar güzel örülmüş. Ha bir de benim okurken en çok zorlandığım şeylerden birisi de KARAKTERLER. O kadar çok karakter var ve yazar hepsini de kullanmış neredeyse, başta ismi geçen bir karakter kitabın sonlarında ortaya çıkabiliyor "Bu adam kimdi yaa" diye ortada kalmak istemiyorsanız her gördüğünüz karakterin ismini ve bi kaç özelliğini not etmenizi tavsiye ederim ki okumanızda eksiklikler olmasın. Son olarak: Yarım bırakmayın.
"Çeşmenin suyu aktı, o hızlı ırmak aktı, gün akşama aktı, kentteki hayat da ölüme aktı, çünkü kurala göre zaman kimseyi beklemezdi. Fareler yine karanlık deliklerinde, birbirlerine iyice sokulmuş uyuyorlardı."