Terapist Michael Vincent Miller, yakın ilişkilerdeki bu krizi bir doktor gözüyle ve bir şair duyarlılığıyla irdeliyor. Kaçınılmaz düş kırıklıklarının kaygı ve hınç duygularıyla körüklenip tatsız kavgalara, kendi deyimiyle "yakınlık terörizmi"ne nasıl dönüştüğünü kanıtlıyor. Yazara göre, romantizm bittiğinde geri kalan, karşı tarafı değiştirme ya da ikna etme isteği değil, aynen politikada olduğu gibi, üstünlüğü ele geçirmek için onun moralini bozma arzusu oluyor. Aşk girişimleri bu iktidar arayışıyla öylesine iç içe ki, bir "istismar kültürü" söz konusu. Miller hiç zorlanmadan, Woody Allen-Mia Farrow ya da O. J. Simpson davası gibi manşetlik olaylardan, mesleği gereği karşılaştığı mutsuz çiftlerin evlerde ve yatak odalarındaki savaşımlarına geçiyor. Ayrıca edebiyattan, psikolojik kuramdan ve popüler kültürden örnekler vererek hüzünlü birlikteliklerimizle toplumsal yaşamlarımız arasındaki sürekli bağlantıyı anlamamızı da sağlıyor...