Odile bana bir ülke, sümbüllerin mavisine batmış çayırlar, yüksek otlar arasından fışkırmış laleler, dibinden biçilmiş, yumuşak çimenler, dağınık saçlı bir kadın gibi yapraklarını suya veren söğütler armağan etti.
Neden sonra, yuvamız bozulduğu zaman, Odile gene koltuğunun altında minderi, elinde Shakespeare'iyle gitti. Dokunup geçiyordu yaşama, kadın olmaktan çok ruhtu.