… Ben de bağlayabilirdim seni, gücünden, özgürlüğünden, mutluluğundan yoksun bırakabilirdim; o korktuğun, o aradığın acılı kaygıyı ben de uyandırabilirdim içinde. İstemedim. Seni hiçbir kurnazlığa başvurmadan sevmek, göğüs göğüse çarpışmak istedim. Silahları sen bana kendi ellerinle verirken, hiçbir savunmaya başvurmadan bıraktım kendimi sana. İyi ettiğimi sanıyorum. Bana öyle geliyor ki sevgililer arasındaki bu amansız savaştan daha büyük bir şeydir aşk. Sevdiğimizi açıkça söylememiz, gene de sevilmemiz olanaklı olmalı.
Ben de bağlayabilirdim seni, gücünden, özgürlüğünden, mutluluğundan yoksun bırakabilirdim; o korktuğun aradığın acılı kaygıyı ben de uyandırabilirdim içinde. İstemedim. Seni hiçbir kurnazlığa başvurmadan sevmek, göğüs göğüse çarpışmak istedim. Silahları sen bana kendi elinle verirken, hiçbir savunmaya başvurmadan bıraktım kendimi sana. İyi ettiğimi sanıyorum. Bana öyle geliyor ki sevgililer arasındaki bu amansız savaştan daha büyük bir şeydir aşk...
Daha mutlu olmasını istediğimiz bir geçmişi yadsıyarak onu yeni karşılaştığımız insanlar için değiştirebileceğimizi ummamız bu insanların çekiciliğinden ileri gelir.
En küçük sözlerime değil yalnız, giysilerime, şapkalarıma, tuvaletimin bütün ayrıntılarına görülmedik bir önem verdiğini çoktan görmüştüm, bu da beni üzmüş, neredeyse alçaltmıştı.