mazlum yükü sırtlamayı o denli iyi öğrenir ki yükün kendisini görmezden gelir. Hoşnutsuzluğun yerini kabullenme, umutsuzca isyanın yerini uyumlu bir sessizlik, ve acı ve öfkenin yerini neşeli bir tahammül alır.
Tanınmadan mahrum bırakılmanın bir baskı türü olduğu önermesi, yalnızca çağdaş feminizmin değil, aynı zamanda ırk ilişkilerinin ve çokkültürlülük tartışmalarının temel dayanağıdır.