Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İktidar Olmadan Dünyayı Değiştirmek

John Holloway

İktidar Olmadan Dünyayı Değiştirmek Sözleri ve Alıntıları

İktidar Olmadan Dünyayı Değiştirmek sözleri ve alıntılarını, İktidar Olmadan Dünyayı Değiştirmek kitap alıntılarını, İktidar Olmadan Dünyayı Değiştirmek en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Milyonların sefaletinden bilfiil sorumlu olanlara şerefler behşedilip General, Savunma Bakanı, Başkan payeleri verilirken, bağımsız bir eğitim için mücadele eden öğrenciler hapsediliyor
Mücadelenin meselesi, sermaye ile onun kendi kuralları doğrultusunda ilişkiye geçmek değil, sermayeden başka bir boyuta geçmektir, lakin sermayenin asla varolamayacağı bir yöntem içinde ondan uzaklaşarak: Kimliği kırarak, zamanın homojenleşmesini kırarak.
Sayfa 286 - 287 11. Devrim?Kitabı okudu
Reklam
İnsanlık onuru hareketi, pek çoğunun ya da çoğunluğunun mücadele olarak bile görülmediği, fakat bu kaotik mücadeleler zenginliğinin yapma-gücünü özgürleştirmek için, insan eyleyişini sermayeden serbestleştirmek için verilen tek bir mücadele olmasından ötürü, mikro-politik bir yaklaşımı gerektirmeyen, baskıya karşı son derece farklı mücadeleleri içerir. Bu bir politika olmaktan ziyade, anti-politikadır, çünkü, "poiltika" sözünün devlete çıkan bütün yan anlamları ve kamusal ile özel olana arasındaki farklılıklarla birlikte, eyleyişin bozulmasının karşısında ve ötesinde hareket etmektedir.
Sayfa 284 - 285 11. Devrim?Kitabı okudu
Marx'ın çalışması bir ekonomi politik eleştirisi, ekonomi politikçilerin kendi kategorilerini tözselleştirmelerinin eleştirisidir.
Sayfa 143 - 5. Fetişizm ve FetişleşmeKitabı okudu
Zaman içinde labirentin duvarları kişinin içine girer. Harici sınırlamalar, içsel tanımlamalar, öz-tanımlar, kimlikleri üstlenilmiş roller haline gelir. Duvarların varlık şekli olan kategorilerin kabulü öylesine içselleşir ki, duvarlar görünmez olur. Fakat asla bütünüyle de değil. Dipnot: Burada fetişizm bağlamında tartışılmış olan, ablukanın içselleştirilmesi, Foucault tarafından disipliner bir toplumdan bir kontrol toplumuna geçiş olarak ve hem Foucault hem de Hardt ve Negri tarafından da bio-iktidar olarak tartışılmıştır.
Sayfa 277 - 278 11. Devrim?Kitabı okudu
Reklam
Elbette ki bizi bekleyen mutlu son diye bir şey yok; ancak, dibe dogru batarken, en koyu çaresizliği yaşarken bile mutlu sonun imkãnsızlıgını kabullenmeyi de reddederiz.
"O yüzden, yabancılaşmış emek kendi ürününün nesnesini insandan ayırmakla bir tür olarak yaşantısını, yeryüzündeki canlı türlerinin bir üyesi olarak asıl nesneliğini onun elinden alır ve hayvanlar karşısındaki üstünlüğünü inorganik bedeni, doğası kendisinden alınmış bir halde bir dezavantaja dönüştürür." Karl Marx
Sayfa 71 - 4. Fetişizm: Trajik İkilemKitabı okudu
Borsada yeni rekorlar kırılırken ve şirket yöneticilerinin maaşları baş döndürücü miktarlara ulaşırken, sokaklarda gittikçe daha fazla dilenen insan gördükçe, yeryüzündeki yanlışların tesadüfi haksızlıklardan ibaret olmadığını, yanlış bir sistem bütününün parçaları olduklarını hiss ederiz
Toplumsal ilişkilerin meta mübadelesine indirgenmesi karşısında, arkadaşlık, aşk, yoldaşlık, ortaklık nakışı: Komünizmin malzemesi budur. İtaat-dışı olanlar devrimin anti-kahramanlarıdır. Bu elbette ki pasif olmak için yapılan bir çağrı değil, daha ziyade devrimci Zapatista örgütlenmesinin düşüncesini, sıradan-dolayısıyla-isyankâr olduğumuzu temel ilke olarak görmektir.
Sayfa 283 - 11. Devrim?Kitabı okudu
Reklam
Kimlik gerçekten de, kimliksiz olanı kimliklendirmek için verilen mücadelenin yarattığı bir yanılsamadır. Kimliksiz olan bizler kimliklendirilme sürecine karşı kavgadayız. Sermaye karşısında verilen mücadele, kimliklendirilme karşısında verilen mücadeledir. Alternatif bir kimlik arayışı mücadelesi değildir.
Sayfa 140 - 5. Fetişizm ve FetişleşmeKitabı okudu
Kapitalizme karşı gelişimizin başka türlü bir iktidar sistemi istediğimizden değil, iktidar ilişkilerinin tamamen yok olduğu bir toplum arzumuzdan kaynaklandığını anlamazlar. İktidar olarak iktidar-dışı ilişkiler üzerine kurulu bir toplum yaratamazsınız. İktidarın mantığı bir kez benimsendiğinde, iktidar karşıtı mücadele yenik düşmüş demektir.
Aslında emeğin kapitalist bir zeminde örgütlenmiş olması, devletin yaptıklarının ve yapabileceklerinin, kendisinin de bir parçası olduğu kapitalist örgütlenme sistemini sürdürme ihtiyacıyla sınırlandırıldığı ve biçimlendirildiği anlamına gelir. Bu demektir ki, sermayenin çıkarlarına ters düşecek kayda değer eylem alanı bulunan herhangi bir hükümet, sonuçta ekonomik kriz ve devlet sınırlarından sermaye kaçışı ile yüzleşecektir.
Çığlık
1998'de en zengin 358 kişinin serveti yeryüzündeki tüm insanların %45'inin ( yaklaşık iki buçuk milyardan fazla) toplam yıllık gelirinden daha fazlaydı. Zengin ve yoksul arasındaki açık, sadece ülkeler arasında değil, ülkelerin kendi içlerinde de gittikçe büyüyor.
Bizler örümceğin ağına yakalanmış sinekleriz. Kör bir düğümden yola çıkıyoruz, çünkü başlayacak başka bir zemin yok. Kendi yaşantımızın hoşnutsuzluklarını dışlayarak bir giriş yapamayız, çünkü böylesi yalan olurdu. Kontrolümüz dışındaki toplumsal ilişkiler ağına yakalanmış sinekler olarak, ancak bizi bağlayan ipleri kopararak kendimizi kurtarmaya gayret edebiliriz. Ancak reddederek ve eleştirerek, bulunduğumuz yerin dışına çıkmayı, kendimizi özgürleştirmeyi deneyebiliriz. Eleştirdiklerimize intibak edemeyişimizden, zorluk çıkarmak istediğimizden değil. Bize başka bir seçme şansı bırakmayan içinde bulunduğumuz bu kötücül durumun ta kendisidir: Yaşayarak, düşünerek ve her ne yolla olursa olsun varlığımızın çürüklüğünü çürüterek. "Neden bu kadar negatifsin?" diye sorar örümcek sineğe. "Biraz objektif ol, önyargılarını bir kenara bırak." Ama sinek ne kadar istese de, nesnel olmasını sağlayabilecek herhangi bir yol bulamaz: "Örümcek ağına nesnel bir yaklaşım. Dışarıdan... Ne düş ama..." diye düşüncelere dalar sinek. "Ne boş, ne aptalca bir düş." Ve artık herhangi bir çalışmada, sineğin ağa takılı olduğu gerçeğinin göz ardı edilmesi hakikatsizlik olur.
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.