"Güneşin saçlarını kovada serinlettiği, gecenin gündüze eşit geldiği yılın genç döneminde, kırağı, toprağa ak bacısının, bir yazı kamışı gibi kısa ömürlü görüntüsünü verdiğinde, samanı tükenen köylü kalkıp da her yeri bembeyaz görünce; dövünür elleriyle ve döner evine, yakınır bir o köşede, bir bu köşede, ne yapacağını bilemeyen çaresiz biri gibi; ama yeniden çıkıp da dışarı, dünyanın yüzünün kısa sürede değiştiğini görünce, umudu canlanır, alır s pasını, otlamaya götürür koyunlarını.
Ustam da böyle korkuttu beni suratını asınca, ama çok geçmedi, yüreğime su serpti..."