Mizanü'l Amel

İlahi Saadet

İmam Gazali

En Beğenilen İlahi Saadet Gönderileri

En Beğenilen İlahi Saadet kitaplarını, en beğenilen İlahi Saadet sözleri ve alıntılarını, en beğenilen İlahi Saadet yazarlarını, en beğenilen İlahi Saadet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fikirler dağılınca gerçekleri idrak etmek kısırlaşır.
Özet olarak şunu ifade edelim ki, kendi nefsini bilmekten cahil olanlar, başkalarını tanıyıp bilmede daha çok cahil olurlar. Cisminin küçüklüğüne rağmen akıllara durgunluk veren yücelikleri insanın şahsında toplamış olması, Allah (C. C ) ın kullari üzerine olan Rahmet ve merhametindendir. İnsanoğlu sanki kâinatın küçük bir kopyasıdır. Orada insan, tefekkür yoluyla Cenab-ı Hakk’a yönelten ilme ulaşır.
Reklam
Ihlaslı bir mü’min bilir ki, en mükemmel kıymetler Cenab-ı Hakk’a mahsustur. Saadetin en uç noktası, ona yakın olmaktır.'Allah (C.C.)’a yakın olmak ise mekânla olmaz. Ancak imkan nisbetinde kemâl sıfatları kazanmakla olur. Nefsin kemâli de ancak ilimle, amelle ve güzel ahlâkla beraber işlerin hakikatına vâkıf olmakla elde edilir. Kemâle ermeyen bir kimse Allah (C.C.)’a nasıl yaklaşabilir!
Bilmiş ol ki, akıl vasıtası ile kazanılan bilgiler, dünyevi ve uhrevi ilimler diye iki kısma ayrılır. Bu ilimlerin her ikisinin de yolları birbirine aykırıdır. Kim bütün gayret ve çabasını bunlardan birine hasrederse çoğunlukla diğeri hakkındaki görüşü kısalır. Bu sebeple Hz. Ali (R.A.) üç tane misal getirmiş ve şöyle demiştir: “Dünya ile ahiretin misali bir terazinin iki kefesine benzer. Yine doğu ile batı gibi olmağa benzer. Ve yine iki kumaya benzer ki, birisini razı ettiğin zaman diğeri kızar.” Dünya işlerinde zeki olan pek çok kimseyi ahiret işlerinde bilakis cahil olarak görürüz. Ya da bunun tersi olmaktadır. Bu sebeple Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurmaktadır: “Asıl uyanık ve zeki olan kimse kendisini düşünen ve ölümden sonrası için amel işleyendir.” (Tirmizi,Kıyamet,35)
Ne zaman fikir gücü, akıl tarafına meylederse o zaman yücelir şeref kazanır ve iyilikler hasıl olur. Ne zaman fikir gücü şehvet tarafına meylederse o zaman alçalır, aşağıların aşağısına düşer ve kötülükler hasıl olur.
İnsan nefsinin kendi bedenine olan misali, bir Vali’nin kendi şehrine ve memleketine olan misali gibidir. Bedenine hizmet eden bütün azaları ve güçleri,amele ve sanatkârlar mesabesindedir. Aklî gücü, yol gösterici ve nasihat edici bir vezir gibi ona düşünce kudreti verir. Şehveti, onun için devamlı yiyecek toplayan kötü bir köle gibidir. Hamiyyet ise, polis şefi gibidir. Yiyecek toplayan köle hilebaz, aldatıcı ve kötüdür. Ama nasihat edici bir rol ile ortaya çıkmaktadır. Nasihatının altında şiddetli bir adale rahatsızlığı vardır. Yıkıcı faaliyetlerinde kendi açısında bir saat bile gaflete düşmemektedir. İşte vali de kendi memleketi hakkında aynı durumdadır. Bu kötü huylu kişinin yönlendirmesine karşı yapacağı işlerde veziri ile istişare ettikçe polis şefini edeplendirir ve onu vezirine bağlar. Onu bir cihetten kötü kul üzerine ve onun yardımcılarının başına musallat eder. Nihayet o kötü kul uslanır, âmirine itaat eder, memlekette adaletin tesisi için dosdoğru çalışır. Yine bunun gibi nefis ne vakit akıl vasıtası ile yardım dilese, hamiyyeti edeplendirse ve onu şehvet üzerine musallat etse bazen gazabı yok etmede az başarılı olsada bazen gazab ve hamiyyeti onun üzerine musallat etmekle şehveti kahretmeğe muvaffak olur. Onun gerektirdiği şeylerin takbih edilmesiyle güçleri mutedil olur ve ahlâkı güzelleşir.
Reklam
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.