Serinin 3 kitaptan oluştuğunu zanneden bana, serinin aslında 13 kitaptan oluşması şoku! Hayır, işlenen konu, 3 kitapta bitecek gibi değildi zaten oradan bir kuşkulanmıştım ama 13 kitaptan oluşması? Peki, yayınevinin tutup da, bu kadar uzun soluklu bir seriye başlayıp sonra yarım bırakması ve 3. kitaptan sonrasını çevirmemesi? Olacak iş değil! Serinin yarım kaldığını bilsem okumaya başlamazdım hiç.
Bu sinir bozucu durumun haricinde, serinin son kitabı sandığım ve aslında benim için gerçekten de son kitap olan, İlerden Üçüncü Mezar'ın yorumuna gelecek olursam: Artık bu serinin üzerine etiket gibi yapışan ve ilk iki kitapta bolca yakındığım sıkıntı, tabii ki bu kitapta da mevcuttu. Yani kitap, ka-rı-şık-tı. Bunu her kitapta söylemekten sıkıldım. Ama 2 kitap boyunca olduğu gibi bu kitapta da durmadan önceki sayfalara dönüp, unuttuğum yerleri kontrol etmek zorunda kalmaktan da sıkıldım. Yani, işlenen konular asla kötü değildi. Reyes ve Charley'in kişisel hikâyesi ilgi çekiciydi. Charley'in özel dedektiflik yaptığı davalar da ilgi çekiciydi. Ama bu iki olayın bir arada işlenmesi, kesinlikle yorucu ve kafa karıştırıcıydı. Sanki iki ayrı kaliteli kurgu, bir araya gelmiş ama aslında gelememiş gibiydi. Kitaptaki karışıklık da bu iki ayrı kurgunun, bir arada işlenmeye çalışması yüzünden ortaya çıkmıştı zaten.
Fakat kitaptaki tek sıkıntı, karışık olması değildi elbette. Yazarın, sadece kitapların finallerinde bomba patlatıp, serinin devam kitabı için beni heyecanlandırması fakat hevesle okunmaya başladığım devam kitaplarının başında ve ortasında sakinleşip, bomba patlatmak için yine finali beklemesi, artık sıkıcı olmaya başladı. Sadece kitabın sonunda bomba patlatıp heyecanlandırmak ama kitabın başlarında ve ortalarında bu kadar sakin kalmak çok anlamsızdı. Gerçi hakkını yemeyeyim, bu kitabın sonunda da bomba patlatmadı. Biraz üzücü bir olay yaşandı sadece.
Bu sefer Charley'in baktığı dava da pek ilgimi çekmedi. Reyes'in yaptıkları desem, mantıklı değildi. Madem bazı şeyleri yapmak onun için bu kadar kolaydı, niye bu zamana kadar yapmadı? Zaten asla ısınamadım ve sevemedim, Reyes'i. Charley'i alakadar eden konularda yaptığı hiçbir şeyi samimi bulmadım. Charley ile aralarındaki ilişkinin, tutkudan öte olduğuna da bir an bile inanmadım. Charley'i sevdim mesela. Tüm seri boyunca, okumaktan keyif aldığım bir karakterdi. Eğlenceliydi, akıllıydı, güçlüydü. İkinci kitapta da dediğim gibi, çok az sahnesi olmasına rağmen Garret'i bile sevdim. Ama Reyes'i? I-ıh.
Bu türdeki kitapları çok sevsem de, bu kitabın da potansiyeli olduğuna inansam da, genel anlamda baktığımda, seriyi sevip, keyif alarak okuyamadım bir türlü. Zaten devamı çevrilmemiş, o ayrı mesele. Ama devamı olsaydı bile bu yorucu yolculuğa, bir 10 kitap daha devam etmek ister miydim? Bilemiyorum.