Bugünlerde asayı alıp
kırlara gidebilecek insan bulamazdınız, o ise bunu sıkça
yapardı. Bir gün biz de onunla gittik. Sonsuz buğday tarlasi ve tarlakuşları, bunun ne cazibesi olabilirdi?
Muallim ise buna bayılıyordu. Tepeye çıkıp, yüzünü güneşe gevirerek masmavi gökyüzünden gelen
tarlakuşlarinın sesini dinlerdi. O zaman yüzü sanki biraz
gençlesiyordu, biz ise sıkılıyorduk. Bu geziden sonra eve
yorgun ve kızgın döndük. Muallim bize acıyor gibi bakti ve gitti.