Derken seneler geçer, evler taşınır, semtler değişir. Baba kalpten ölür ve oğluna bir mektup kalır: "Oğlum, kadınların aşkına dikkat et; ondan sakın, o yavaş zehirden."
Genç prensese ne mi olur? Kimseye yar olmaz, kara toprak hariç!
"Ölüm haberini duydum merhametsiz ağızlardan,
Kıpırdamadan, dinledim."
dizeleri dökülür dilinden.
Ve ilk aşk, ilk heyecan, ilk keder, ilk sevinç, ilk tutkunun sona ermesi ya da bir ömür boyu akıldan çıkmaması, acının vücuda nüfuz etmesi.