"Ağlama, Altınay. Bak sana ne söyleyeceğim. Hani seninle iki fidan dikmiştik ya, onlara gözüm gibi bakacağım. Bir gün ünlü bir kişi olarak köyümüze dönersen, ne kadar gelişip güzelleştiklerine şaşacaksın." Tren yanaşmıştı o sırada, vagonlar gıcırtıyla durdu.
"Vedalaşalım artık," dedi Düyşen.
Beni kucakladı, alnımdan öptü.
"Hoşçakal, yolun açık olsun, yavrum. Hiçbir şeyden kork ma, yürekli ol."