İlkçağ Felsefesi - Hint, Çin, Yunan

H. J. Störig

İlkçağ Felsefesi - Hint, Çin, Yunan Quotes

You can find İlkçağ Felsefesi - Hint, Çin, Yunan quotes, İlkçağ Felsefesi - Hint, Çin, Yunan book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Aristoteles'e göre «toplum içinde yaşam bilgisi» (politik), uygulamaya dönüşmüş «erdemli oluş bilgisi»nden (etik'ten) başka bir şey değildir. Erdemlerin ayrı ayrı ele alınışı ve işlenişi etik'in ancak ilk basamağı ve gerçek yaşamdan koparılmış soyut biçimidir. Oysa devlet öğretisi (politik), onun yaşama yönelmesi, uygulamaya dönüşmesi demektir.
Gerçekte verilebilecek sınırsız sayıda doğru yanıt olmaması gerekirken, her çağa ve her düşünüre göre doğru olan bir yanıt bulunur.
Reklam
Vedaların eski döneminin ilahilerinin dünyaya dönük, ya­şam dolu havasına karşılık Upanişadların havası oldukça karamsar ve ağırdır. Bir Upanişad'da ülke­sini terk ederek yaşamın anlamını bulmak umu­duyla ormanlara giden bir raca’dan (raja, kral) söz açılıyor. Raca yaşamın anlamını aramakla uzunca bir süre geçirdikten sonra sonunda bir bilgeyle kar­şılaşır. Ona, nasıl mutlu olabileceğini sorar. Bilge önce konuşmak istemez, sonra şunları söyler: "Ey saygıdeğer kişi! Bu kemikten, deriden, kas­tan, ilikten, etten, ersuyundan, kandan, gözyaşın­ dan, çapaktan, sümükten, tükürükten, terden, bok­tan, çişten, ödden ve salyadan oluşan, kokuşmuş vücutla nasıl mutlu olunur! Bu isteklerin, öfkenin, kızgınlığın, tutkunun, korkunun, kuşkunun, ür­kekliğin, kıskançlığın, özlemin, tiksinmenin, aç­lığın, susuzluğun, yaşlılığın, ölümün, hastalığın ve daha başkalarının uğrağı olan bu vücutla nasıl mutlu olunur! Hem, bu dünyada her şey gelip geçi­ci, bu sinekler ve böcekler ve benzerleri gibi, şu otlar, ağaçlar gibi önce oluyor sonra yok oluyor. Dahası da var - denizlerin kuruması, dağların devrilmesi, demirkazığın titremesi, fırtınaların kopması, yerin çatlayıp göçmesi... Bütün bunların olabildiği bir yerde nasıl mutlu olunur! Sonra, bir gün her şeyden bıkılır; sonra yine her şeye yeni baştan başlanır!"
Eski Çin Felsefesi - Konfüçyüs.
Ülke yönetiminde yüksek bir görev almayı çok istediği halde gelen teklifleri, ilkeleriyle bağdaştı- ramadığı için geri çevirmiştir. Demiştir ki: "Kişi yüksek bir göreve gelmeyi değil, yüksek bir göreve gelirse işe yarayıp yaramayacağını düşünsün. Kişi niçin ünlü olmadığını değil, ünlenirse ününü hak edip etmediğini düşünsün."(2)
Yunan felsefesini Hint ve Çin felsefesinden ayıran sebeplerden.
Eski Hint felsefesinde Tanrıya, özgürlüğe, ölümsüzlüğe ve yaşamın anlamına yönelik sorular en ağırlıklı sorulardı. Eski Çin düşüncesinde soru daha baştan beri günlük davranışa ve toplum içinde yaşayışa, yani töreler ve erdem konusuna yöneltilmişti. Çok yönlü Yunan felsefesi ise bu soruların üçünü de, ama daha çok bilgiye ve davranışa ilişkin ilk ikisini sormuştur
Immanuel Kant, yaşamının sonlarına doğru yazdığı bir mektubunda, yaşamı boyunca yaptığı çalışmaları geriye bakarak değerlendirirken çalışmalarının şu üç soruya dayandırılabi- leceğini açıklamıştır: Ne bilebiliriz? Ne yapabiliriz ? Neye inanabiliriz?
Reklam
Mensiyüs şöyle konuştu: 'Zindancıbaşı zindanda düzeni sağlayamıyorsa, ne yapmalı?' Hükümdar dedi ki: 'Değiştirilmeli!' Mensiyüs konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Bütün ülkede düzen bozulmuşsa, ne yapmalı?' Hükümdar yanındakilere döndü ve başka şeylerden konuşmaya başladı.
250 öğeden 161 ile 170 arasındakiler gösteriliyor.