İlkel Topluluk - Köleci Toplum - Feodal Toplum

Zubritski

Quotes

See All
Hiç Yabancı Gelmedi.
Vergilerin sürekli olarak ağırlaşması, topluluğa ait toprakların yağma edilmesi, kentlerin çoğunun yıkımını çabuklaştırıyordu ve kent yapısının gittikçe artan ön çatlaklarını derinleştiriyordu.
Eski toplumda Dinin Rolü
Dinlerin biçimleri, ayinleri, efsanelerin konusu değişik olmakla birlikte, dinsel öğretilerin temeli aynı kalı­yordu; çalışanlar söz dinlemeli, boyun eğmeliydiler, yoksa bu dünyada ya da öbür dünyada tanrılar kendilerini cezalandı­rırdı. Binlerce dinsel öğreti, daha o zamandan, otoritelere boyun eğmemiş olanların tanrısal cezası olan cehennem kavramını; yeryüzündeki acıların, üzüntü ve güçlüklerin ödülü olarak cennet kavramını özünde taşıyordu. Rahipler, kendilerini, halk yığınlarını çeşitli araçlarla, zenginlerin iktidarının tanrıdan geldiğine inandırmaya adıyorlardı.
Sayfa 76 - Sol yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dilin Evrimi
Çalışma, her zaman, toplumsal bir olgu olmuştur. Tek başına bir bireyin çabaları, tüm topluluk yaşamının ayrılmaz bir parçasını oluşturmuştur. Topluluk üyelerinin çalışma için biraraya gelmesi, bireyin düşüncesinde ve bilincinde, kendisini, toplulukla aynı ve bir tutmaya, topluluğun gereksinmelerine boyun eğmeye ve kendisini yalnızca topluluğun bir üyesi saymaya götürüyordu. Ve bu ortaklaşa çalışma yüzündendir ki, insanlar birbirleriyle iletişimde bulunmak, konuşmak gereksinmesini duydular.
Sayfa 16 - Sol yayınlarıKitabı okudu
Müslüman öğretisi Arapçadaki bağışlama, ferağ, tevekkül ve sadıklar (müminler) anlamlarına gelen "İslam" ve "müslümanlar" (müslim) sözcüklerine değin, yürürlükte olan sömürü ve köleleştirme rejimini onaylıyordu.Müslümanlann kutsal kitabı Kuran, servet eşitsizliğini, Allah tarafından konulmuş ve bu yüzden de değişmez bir kural olarak ele alır. Hıristiyanlıkta olduğu gibi İslamiyet de, yoksullara, yeryüzündeki acılarının ve sefaletlerinin avuncunu öteki dünyada aramayı öğütler.
Sayfa 205 - Sol yayınlarıKitabı okudu
Tefeci sermaye
Paranın önemi arttıkça, emekçiler ve feodaller gittikçe daha çok borç almak gereksinmesi duyuyorlardı. Önemli miktarda paraları elinde biriktirerek çok yüksek bir kâr yüzdesi ile borç veren bir sınıfın ortaya çıkışı, bundan ileri gelmekteydi. Burada da, para, gene sermayeye ama bu kez tefeci sermayesine dönüşüyordu. Onun hareketinin formülü, do­ğal olarak, İkincisinin tutan birincisinden daha büyük olmak üzere P-P' (para-para) oluyor.
Sayfa 178 - Sol yayınlarıKitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.