Noah ve Jude, karakterleri birbirine tamamen zıt ikiz kardeşlerdir; Noah ergenliğinin ilk yıllarından itibaren eşcinselliğini keşfetmiş, bu nedenle de çevresi tarafından baskı ve sataşmaya maruz kalmış, kendini yalnızca resimlerine vermis, tek hayali sanat okuluna gitmek olan bir çocukken; Jude, her daim popüler, çevresi tarafından çok sevilen bir kızdır. Birbirleri için vazgeçilmez olmalarına ragmen, Jude’un ergenliğe girmesiyle birlikte ailesine ters düşen noktaları; cinsel yönü sebebiyle Noah’ın yanında yalnızca annesini bulabilmesi ile birleşince; annelerinin Noah ile daha yakın olması, kaçınılmaz olmuştur.
.
Aradan 3 yıl geçmiş, Jude pek de ilgi duymadığı sanat okuluna girmişken, beklenmedik bir şekilde Noah okula Kabul edilmemiştir! Üstelik anneleri beklenmedik bir şekilde ölmüştür… bu gelişmelerle kendini tamamen kapatmış Noah ve ölen annesine karşı vicdan azaplarıyla savaşırken kendini ispatlama savaşını veren Jude birbirinden tamir edilemez şekilde kopmuştur.
.
Bu yıl okuduğum en Güzel kitaplardan biriydi, bir bestseller gibi görülmesine ragmen, öyle hassas noktalara dokunmuştu ki, yazarın sağduyusuna hayran kaldım…
.
Bu bir, yaraların sevgiyle ve daha önemlisi “hoşgörü” ile sarılabileceğinin hikayesiydi. Çok etkisinde kaldım, rüyama giren yerleri bile oldu… Kesinlikle okuyun
