Bazı kimselerin, «İlm-i Hâl» mefhumundaki derin ve ulvî mânâyı idrak etmeksizin, tam bir küçümseme edası içinde «Canım, malum ilmihâl bilgileri!» deyip geçtiği saha, meğer ne muhteşem imiş. Şuuruna varmadan, aceleden «ilmihâl» biçiminde söylenen şey, meğer «ilm-i hâl» imiş Evet, ne güzel terkip...
<«İlm-i Hal», bir bakıma, bir müminin hayatını «beşikten mezara kadar kuşatan İslâmî inançlar, emirler ve yasaklar nizamı demektir. Yani, bütün ihtişamı ile İslâm Nizam'ında İslâm terbiyesi...
«İlm-i Hal», bir bakıma, bir müminin, «doğum öncesinden başlayarak ölüm sonrasına kadar», bütün hayatımı, İslâmî iman ve atmosfer içinde mânâlandıran yüce nizam demektir.
«İlm-i Hâl», bir bakıma, mücerret insanın «yaratılışından ebediyetlere doğru akışına kadar», bütün sırları kurcalayan ilim...
«İlm-i Hâl», başta insan olmak üzere, bütün mevcudata, bütün mahlûkata, bütün ruhlar âlemine, meleklere, cinlere ve her şeye İslâm'ın getirdiği yepyeni bir bakış tarzı demek...
«Ilm-i Hâl>> bilmeyen, ne İslâm' bilir, ne de onun dünya ve kâinata bakışını...
«İlm-i Hal» Yüce Allah'ın Şanlı Peygamber'e vahyettikleri... O'nun da bizlere «tebliğ ettikleri her şey... Bir müminin bütün sorularına cevap veren İslâmî ilim...