İmaj Ve Takva

Fatma Barbarosoğlu

İmaj Ve Takva Gönderileri

İmaj Ve Takva kitaplarını, İmaj Ve Takva sözleri ve alıntılarını, İmaj Ve Takva yazarlarını, İmaj Ve Takva yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Anneler yaşadı ve yaşadıklarını unutmamaya mahkum oldu. Kızlar yaşadı ve yazdı.
Yazı yazmanın bir cesaret işi olduğu kabul edilir umumiyetle. Hem ruhunu ve yüreğini ortaya koymaya kalmasından dolayı yakıştırılır yazara cesaret; hem de varlığı daima başkasının varlığına ihtiyaç duyan bir mesleği icra etmeye kalmasından dolayı. Okunmayan kitapların yazarı olmaya tahammül edebilmek kaç faninin harcı? Buna rağmen harflerin dünyasında boy göstermeye cüret ediyorsa insan, cesur ve yürekli olduğuna hükmedilir.
Reklam
Bizim dünyayı kavramamizi kolaylaştıran, bilinç ile birlikte duygularımızın canlılığıdır. Duygularımız işin içine karışmadan bilincin yaptığı seçim bazen dünyayı alabildiğine sığlaştıran ve çirkinleştiren menfaat örgütlenmesine götürebilir.
Çünkü suları tersine akıtmak zordur ve bunu yapmaya çalışanlar eylemleriyle düşünceleri arasındaki çelişkilerden, toplumsal baskılardan yılarak, yasakları hürriyet bahşediyor edasında ortadan kaldırmaya çalışacaklardır.
Çocuk hakları adı altında anne-babayı boşamak hakkı tartışılırken Kuran'ı Kerim'in "Anne babanıza üf bile demeyiniz" hükmü kulaklarımızdan ve kalbimizden çoktan silinmiş oluyor. Çünkü okuduğumuz her dini hüküm için nefsimize hoş gelecek modern yorumlar arıyoruz. Çünkü tarihin en akıllı yaratıkları biziz ve sorgulanmamış her şeyi sorgulama gücüne sahibiz. Bugün hariç. Bugünü yorumlayamadıkça düne koşuyoruz öfkeyle. Çünkü dünün mesuliyeti dündekilere ait. İstediğimiz kadar kırabilir, yargılayabiliriz onları. Kendi mesuliyetimizden kaçmak için dünün ara sokaklarında saklambaç oynamaya niyet ediyoruz. Çünkü kendimizden kaçıyoruz ve kendimizden korkuyoruz. Aynada bir başkasını göreceğimiz endişesi şuur altında hükmünü her geçen gün arttırıyor.
Ölümü hayatımızdan çok uzakta kabul ederek, ölülerimizi de gittikleri ahiret hayatı içinde değil, artık olmadıkları bu dünya ve bu dünyada "yaşayamadıkları" ile bağlantılı olarak anmaya devam ediyoruz.
Reklam
Bir lider empatik yoğunluğa sahip olduğu zaman liderdir. Her türlü sıkıntıyı kendi nefsinde duyuyormuşçasına anlamaya ve çözmeye azmettiği için liderdir.
Herkes, elindeki kavanozlardan birine sığdırmaya çalıştı Müslüman gençliği, "bilimsel araştırmalar" eşliğinde. Her araştırıcının elinde ayrı bir etiket vardı.
İntihar; kişinin yaşamına kendi kararıyla son verme hürriyeti olarak saygın bir konumda işlendi. Saygınlığı besleyen en güçlü damar yaratıcının emaneti olarak kabul edilmiş bedene, ölümün eşiğinde insanın kendisinin sahip çıkması oldu.
Ölülerle diriler arasındaki ilişkiyi "ölülerin size ihtiyacı yok" noktasından koparmaya kalkanlar, yaşayanların ölümün hatırlattığı sınav korkusuna ihtiyacı olduğunu idrak edemiyorlar.
Reklam
Hayatta kalmak bir dünya kurmak demektir. Kurduğumuz dünya duyduklarımız, gördüklerimiz ve yaşadıklarımıza dayanır. Herkesin dünyasına farklılık veren neyi ne kadar yaşadığıdır. Neyi ne kadar gördüğü. Neye ne kadar boyun eğdiği.
Modern insan kafasının karışmasını bir zenginlik, kendi kendinin farkına varma müsebbibi sayıyor. Halbuki modern öncesi insan için kafasının karışık olması ancak hastalık hali olarak kabul edilebilir bir durum.
799 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.