İmam-ı Rabbani

Necdet Tosun

İmam-ı Rabbani Quotes

You can find İmam-ı Rabbani quotes, İmam-ı Rabbani book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Hikmet var çünkü.
Ekber Şah’ın veziri Ebu’l-Fazl Allâmî’nin (ö. 1011/1602) meclislerinde bulundu ve bir defasında onunla tartıştı. Tartışmanın sebebi, Ebu’l-Fazl’ın filozofları çok övmesi idi. İmâm-ı Rabbânî ise, İmâm-ı Gazâlî’nin el-Munkızü mine’d-dalâl isimli eserinden naklen, filozofların ilimlerinin önceki peygamberlerin kitap ve sözlerinden aşırma olduğunu söyleyip vezire itiraz etti.
İki güzel :)
*** Ahmed Sirhindî, Ekber Şâh’ın Dîn-i İlâhî adındaki gayr-i İslâmî akımıyla, Bedîuzzamân da çağın ateizmiyle mücâdele etmiş, her ikisi de insanları Kur’ân ve sünnete çağırmışlardır.
Reklam
Sirhindî’ye göre, âlimlerin âleme aslî vücûd (gerçek varlık) nisbet etmeleri, varlık konusunda mümkin olan âlemi, vâcib olan Allah’a ortak etmek olacağı için doğru değildir. Öte yandan sonraki döneme ait (müteahhirîn) birçok sûfînin mümkini (âlemi), vâcibin (Allah’ın) aynı bilmesi de doğru değildir. Sirhindî bu iki görüşü, iki ayrı uç olarak telâkki etmekte, kendisini ise bunların ortasında görmektedir. Zira o, âlimler gibi âleme aslî vücûd değil zıllî (gölge) varlık nisbet etmektedir. Yine o, bazı sûfîler gibi âlem ile Allah’ı bir görmediği gibi, âlemin hayal ürünü olduğunu da kabul etmemekte, haricî varlığı bulunduğunu söylemektedir.Sirhindî, varlık konusunda âlimler ile sûfîler arasında bulunduğu, bu iki grubun ihtilâf hâlinde görünen fikirlerini lafza indirgeyip birbirine yakınlaştırdığı, böylece bu iki grup arasında bir “köprü” olduğu düşüncesiyle kendisini “Sıla” (köprü, irtibât) olarak adlandırmıştır. Bazı Müceddidîler “sıla” kelimesinin “Benim ümmetim içinde, kendisine sıla denen bir kişi gelecektir. Onun irşâd ve şefâatiyle birçok insan cennete girecektir.” hadisinden mülhem olduğunu ifade etmişlerdir.
Şairler abartmayı sever, dikkatli olmak gerekiyor
*** Muhammed Hâşim Kişmî anlatıyor: İmâm-ı Rabbânî’ye olan muhabbetimin ziyadeleştiği günlerde onu övücü mahiyette bir rubâî (dörtlük) yazıp kendisine okudum. Rubâî: “Ey senin şerbetine melekler sinek olan” diye başlıyordu. İmâm-ı Rabbânî Hazretleri buyurdular ki: “Bir kimseyi medhederken, başka bir büyüğü kötülememek lâzımdır. Melekler çok büyüktürler. Ehl-i Sünnet îtikâdına göre meleklerin avâmı, insanların avâmından yani evliyâ ve daha alt seviyede olan (peygamberler dışındaki) insanlardan üstündür. Onlara, bir kimsenin şerbetinin sineği demek doğru olmaz.
İmâm-ı Rabbânî’nin intisap edip kendisine mürîd olduğu dönemde Bâkî Billah mutluluğunu, bir dostuna yazdığı mektupta şöyle ifade ediyordu: “Sirhind’den Şeyh Ahmed isminde ilmi çok, ameli güçlü bir yiğit birkaç gün bizimle oturup kalktı. Ondan, çok ilginç hâller müşahede edildi. Muhtemelen âlemin kendisiyle aydınlandığı bir kandil olacak.”
Bâkî Billah, İmâm-ı Rabbânî’ye Mâverâünnehr’de şeyhi Hâcegî İmkenegî’nin yanında iken gördüğü bir rüyayı anlattı. Bu rüyada bir papağan gelip Bâkî Billah’ın eline konmuş, Bâkî Billah onun gagasına kendi ağız suyundan damlatınca papağan konuşmaya başlamış ve Bâkî Billah’ın ağzına gagasından şeker dökmüştü. Şeyhi İmkenegî papağanın Hindistan kuşlarından olduğunu, Bâkî Billah’ın Hindistan’da irşâd ile meşgul olurken değerli bir insan yetiştireceğini, o değerli zâtın feyzi ve fikirleriyle insanların aydınlanacağını söylemişti. Bâkî Billah bu olayı anlattıktan sonra İmâm-ı Rabbânî’ye: “Biz, bu rüyanın size işaret ettiğini düşünüyoruz.” dedi.
Reklam
50 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.