İslam tarihi şuurunu oluşturmak üzere okuduğum İmamlar ve Sultanlar kitabında istifade ettiğim kısmı ve dile gelemeyecek kadar hissettiğim acıyı ezgi ile açığa vurmayı muvafık buldum.
"İnsanlar, "bir kul gibi yaşamak'tan daha çok "Kayser ve Kisra gibi yaşamaya" taliptiler. Kendi hayatlarını Peygamber'e uydurmak istemeyenler, Peygamber'i ve onun tebliğ ettiği dini kendi tasavvurlarındaki hayata uyduruyorlardı. Bu "uydurma" işlemi, "hilafet, İslâm Devleti" gibi kavramları da kapsamına alıyordu. Bu nedenle siyaset sahnesinde boy gösteren Müslümanlar, kendilerine Peygamber'in "kul" siyasetini değil, insanlara "kullarım" demeye alışmış sulta sahiplerinin "piramitçi" siyasetini örnek alıyorlar, kafalarındaki "devlet" düşüncesini ona göre şekillendiriyorlardı."
İmam Azam gibi yüce âlimlerin de şehit olduğu İslam yolunda bize düşen 'Bilmek ve Tanımak'tır.
Neyi? Her şeyi; kendini, Allah'ı, insanı, mahlukatı, Rasul'ü, dostu, düşmanı, iyiyi, kötüyü, dünü ve bugünü...