Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İman Üzerine Sözleri ve Alıntıları

İman Üzerine sözleri ve alıntılarını, İman Üzerine kitap alıntılarını, İman Üzerine en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"(Onlar dediler ki): Biz boş şeylere dalanlarla birlikte dalardik. Ceza gününü yalanlardık. Sonunda bu haldeyken bize yakın geldi çattı. Artık onlara şefaatçilerin şefaati fayda vermez.(Müddessir, 45 48
Allah bizleri bunlardan muhafaza etsin
Bu sapık görüşün savunucuları bazı bakımlardan sapkın sufilere benzerler. Hani Allah'ın emirlerine uyup yasaklarından kaçınmayı sözde henüz "arif" olamamış sıradan müridlere mahsus sayan sufi taslakları var ya, onları kastediyoruz. Onlara göre mürid, ariflik mertebesine yükselince şeri yükümlülüklerden sıyrılır. Onlar Cenabı
Reklam
Sayfa 43-44-45'ten özetle
...Bilinen bir şeydir ki, tamamlanan eksiklik müstahabı terketmekten ileri gelmez. Çünkü müstehabı terketmek telafi edici bir karşılık gerektirmeyeceği gibi o takdirde terkedilen ve işlenen müstehap arasında bir fark olmaz. Demek oluyor ki, farz ibadetlerdeki eksiklikler nafile ibadetlerle tamamlanarak karşılanır. Bu durum Cenabı Allah'ın farz ibadet yapılmadıkça nafile ibadeti kabul etmeyeceği şeklindeki prensiple çelişmez. Çünkü nafile ibadetin kabul edilmesi demek Allah tarafından bu ibadete sevap verilmesi demektir. Oysa farz ibadet yerine getirilmedikçe nafile ibadete sevap verilemeyeceği bilindiğine göre kul farz ibadeti eksik bırakarak nafile ibadet işlediği takdirde bu nafile ibadet sahibine ayrıca sevap kazandırmayıp eksik birakılan farzın bedeli ve tamamlayıcısı olur. ...Bu demek değil ki, kul bir nafile işleyip de farz bir ibadeti terkettiği zaman işlediği nafile kesinlikle terkettiği farzın yerine geçer. Tersine farzı terkettiğinden dolayı hak edeceği azap, işlediği nafileden elde edeceği sevaptan daha büyüktür. ...Ayrıca uykuya dalarak veya unutarak herhangi bir namazı kaçıran kimsenin uyanınca veya hatırlayınca kılacağı kaza, kaçırdığı namaza kefaret olur. Bu itibarla o namazın omuzlarında kalan sorumluluğunu giderir. Kınama ve cezadan kurtulduğu gibi övgüye ve sevaba kavuşur. Fakat yapacağı nafilelere gelince bunlardan ne kadarının sevapça kaçırdığı farzın yerini tutacağını bilemeyiz. Bu miktar bilinse bile diğer farzlar için yapılması mümkün olmayabilir.
Mürcie mezhebinin aşırı görüşlerinden olup da bu büyük günahkarlar hakkında tereddüt belirterek "Bunlardan olan biri cehenneme girecek mi, girmeyecek mi, birşey diyemem" diyenler de bidatçıdır. Çünkü bütün büyük imamlar ehli kıbleden olan bazı müminlerin bir süre cehenneme girip sonra yine çıkacaklarını, Kur'an ve Sünnetin bu yoldaki kesin delillerine uyarak görüş birliği halinde kabul etmişlerdir. Durum böyleyken "Hiçbir kıble ehli cehenneme girmez" diye kestirip atan bir imam tanımıyoruz. Bunun arkasından "Aslında azap diye birşey yok, bu yolda söylenen şeyler asılsız korkutmacalardır" diyen sapıkların ve kâfirlerin görüşleri gelir. Bu görüş, sapık felsefecilerin, Karmatilerin ve böyleleri gibi düşünenlerin sözlerine benzer. Onlar şöyle diyorlar: "Peygamberler insanlara aslı olmayan birtakım vaadler ve tehditler yolu ile hitap etmişlerdir. Bunlar sadece can bedenden ayrıldıktan sonra neler olacağını anlatmak isteyen misallerdir. Belirttikleri vaatlere ve tehditlere gelince bunların her ne kadar aslı yoksa da dünya için yararlı şeylerdir. Zira insanlar ancak bu yolla yönlendirilip denetim altına alınabilirler."
Fudayl bin Iyad, "Hanginizin daha güzel iş yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratan odur" âyeti hakkında şöyle demiştir: "Yani hangisinin daha ihlâslı ve daha doğru olacağını sınamak için." Yanındakiler, "Ey Ebû Ali! En ihlaslı ve en doğru olanı kimdir?" deyince, "Eğer amel halis olursa ve doğru olmazsa kabul edilmez. Doğruysa ve ihlaslı yapılmazsa yine kabul edilmez. Mutlaka ihlaslı ve doğru olmalıdır. İhlaslı olması Allah için yapılması anlamına gelirken, doğru olması da sünnete uygun bir şekilde yapılmasını ifade eder" demiştir. Demek ki, kim küfürden kaçındığı halde Peygamberimizin (s.) uygulamalarına aykırı olan bir amel işlerse, işlediği amel kabul edilmez. Mesela eğer bir kimse abdestsiz namaz kılarsa, kıldığı namaz makbul değildir. Çünkü o kimse her ne kadar şirkten kaçınmış ise de sözü geçen amel konusunda takva yolunu tutmamıştır
48 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.