Nihad Sami Banarlı'nın Türkçe'nin Sırları adlı eserinden sonra ard arda okuduğum 3. Kitabı. Makalelerden oluşuyor ve insanı aydınlatıcı, ufuk açıcı bir mahiyeti bulunuyor. 1950-174 arası tarihlerde gazetelerde yazdığı muhtelif köşe yazılarını okuyor ve bugün hala yazarın dert yandığı hususların düzelmediğini görüyoruz.
Banarlı'nın en büyük derdi Türkçe! Dilimizin nasıl katledildiğini, budandığını ve yıkıldığını her fırsatta dile getiriyor. Ülkece kalkınmamızın yegane yolunun önce dil ve sonra eğitim sisteminden geçtiğini dile getiriyor.
Yazılarında çeşitli şiir, rubai, hikaye gibi edebi unsurlardan sıkça istifade eden yazar; milletimizin eski büyük toprak ve bu geniş hududlu vatanda adeta yontarak, işleyerek vücuda getirdiği kültür birikiminin Cumhuriyet Türkiyesinde nasıl el tersi ile itildiği ve üstelik geçmişinden nefret eden hatta söven bir neslin nasıl yetiştirildiği hususunda serzenişlerde bulunuyor ve Yahya Kemal Beyatlı'nın deyimiyle "Kökü mazide bir ati" olmaz ve değerlerimize sahip çıkıp güncele uydurmazsak yıkılmamızın mukadder olacağını haykırıyor.
Kendi adıma iyi ki Banarlı'dan haberdar olmuş ve eserleri ile tanışma fırsatı bulmuşum diyorum.
Her Türk ferdinin mutlaka okuması ve üzerine düşünmesi gereken eserler olduğu kanaati ile herkese gönülden öneriyorum.
