Ne kadar çabalarsak çabalayalım her şey olması gerektiği gibi olur sonunda, aynı suyun bir şekilde yolunu bulup denizle kavuşması gibi. Kitabı okuduktan sonra zihnimde dolanan bir cümleydi bu.
Kitabı okurken Japonya kültüründeki bireysellikten doğan yalnızlığı ve intihar oranlarını göz önüne alınca her şey daha da bir anlam kazanıyor. Yazarda bunları ön plana alarak kaleme almış kitabını. Böyle olmasa karakterlerin intiharını okuyor olmazdık sanırım. Ve yine bundan dolayı tüm karakterleri sıra dışı. Misal ana kahramanımız Watanabe Toru. Tüm kusurları içinde kusursuz bir çocuk. Tüm dünyaya karşı vurdumduymaz ama sevdiklerine karşı olabildiğince hassas ve duyarlı. Yakışıklı değil ama çekici.
Şimdi bile kitabı sevdim mi sevmedim mi, emin değilim. Tam olarak neresini beğenmeyip neresini beğendiğimden bile emin değilim açıkçası. Tam bir karmaşa benim için.