İnanacak Bir Şey Olması Esas Mıdır? Bir Şeye İnanmak Esas Mıdır?

İnanç, Kuşku ve Fanatizm

Osho
Dolayısıyla ne zaman korksan , Tanrı'yı hatırlamaya başlarsın. Senin tanrın korkunun yan ürünüdür. Kendini iyi hissetmeye başladığında, korkmadığında aklına gelmez. İhtiyaç yoktur.
Sayfa 187 - Butik Yayıncılık
Gerçekten kaçınmanın en iyi yolu inanmaktır. Sonra ona bakmaya ihtiyaç duymazsın. Gözlerin inançla dolar; inanç gözlerine inen perdedir. Sen kendine kapanırsın ve inanç etrafında bir zindan olur. İnanç seni kapatır; o zaman kendi içinde penceresiz bir varoluşta yaşarsın ve inanmak istediğin her ne ise ona inanmaya devam edebilirsin. Ama unutma, bu bir inançtır ve inanç bir yalandır.
Sayfa 117 - Butik YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Evet, Tanrı olmadan din adamı olmaz. Tanrı olmadan günah kavramı olmaz. Tanrı olmadan cennet ve cehennem olmaz. Tanrı olmadan hiçbir tapınak, sinagog ya da kilise olmaz. Bir dini oluşturan unsurların bunlar olduğunu düşünüyorsan o zaman elbette inanmakta zorlanırsın: Tanrı olmadan din olur mu? Ama bu unsurların dinle hiçbir ilgisi yoktur. Hatta bana sorarsan dindarlığa ulaşmanın engelleridirler.
Sayfa 21 - Butik YayıncılıkKitabı okudu
Politikacılar ve din adamları inanç mafyalarıdır.
Butik Yayıncılık
Dindar bir insanın hiçbir gücü yoktur. Mütevazidir-mütevazi olmaya çalıştığından değil, mütevazi olmaktan keyif alır. Egonun aptallığını ve ıstırabını anlamıştır ve bu saf anlayışla, tüm o saçmalıklar kaybolmuştur. Aniden mütevazi,, egosuz bir bireye dönüşür, zararsızdır.
Butik Yayıncılık
Gerçekten kaçınmanın en iyi yolu inanmaktır. Sonra ona bakmaya ihtiyaç duymazsın. Gözlerin inançla dolar; inanç gözlerine inen perdedir. Sen kendine kapanırsın ve inanç etrafında bir zindan olur. İnanç seni kapatır; o zaman kendi içinde penceresiz bir varoluşta yaşarsın ve inanmak istediğin her ne ise ona inanmaya devam edebilirsin. Ama unutma, bu bir inançtır ve inanç bir yalandır. Sana şunu da söyleyeyim: Gerçek bile söylense, inanma! Araştır, soruştur, test et, yaşa, ama inanma. Sana gerçek bile aktarılsa, inandığın anda onu yalana dönüştürürsün. İnanılan bir gerçek yalandır, inanç gerçeği yalana dönüştürür. Buda'ya inan, yalana inanmış olursun. İsa'ya inan, yalana inanmış olursun. İsa'ya inanma, Buda'ya inanma, bana inanma. Ben sana bir şeyler söylediğimde dikkatle, can kulağıyla dinle; test et, yaşa. Ve yaşadığında, inanman gerekecek mi? Kuşku kalmayacak, dolayısıyla inanmanın ne anlamı kalır? İnanç kuşkuyu bastırmanın bir yoludur: Kuşku duyarsın, dolayısıyla inanca ihtiyacın vardır. İnanç kayası kuşku pınarını bastırır. Bildiğin zaman bilirsin! Onun öyle olduğunu bilirsin; kuşku kalmaz. Yaşadığın deneyim tüm karanlıkları ve kuşkuları silmiştir. Gerçek vardır - sen gerçekle dolusun. Gerçek asla inanç yaratmaz. Gerçeğe nasıl ulaşacaksın? Tüm inançları bırakarak. Ve unutma, tüm inançları diyorum; bana olan inancın da dahil. Beni tecrübe et, benimle birlikte gel, gördüklerimi seninle paylaşmama izin ver, ama inanma, acele etme. "Şimdi ne anlamı var? Osho her şeyi görmüş, bana kalansa inanmaktır deme.
Sayfa 117 - Butik YayıneviKitabı okudu
Reklam
İnsan korkar, dünya tuhaf bir dünyadır ve insan güvende olmak ister. Çocuklukta baba korur, anne korur. Ama çocuklarının ötesine geçemeyen, büyümeyen milyonlarca insan vardır. Onlar bir yerde sıkışıp kalırlar ve hâlâ bir anneye ve babaya ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden Tanrı'ya Baba ve Ana diye hitap edilir. O insanların onları koruyacak kutsal bir babaya ihtiyaçları vardır; tek başına kalabilecek kadar olgun değildirler. Bir tür güvenceye ihtiyaç duyarlar.
Butik Yayıncılık
"Tanrı, benim güçlü kale'mdir",düşüncesi sevgiyle değil, korkuyla doğar. Bu, güven değildir. İçten içe kuşku ve korku vardır.
Sayfa 154 - Butik Yayıncılık
Sen görmedikçe, benim gördüğüm senin deneyimin olamaz.
Butik Yayıncılık
Dünyada bunlar gibi her şeye inanmak için hazır bekleyen insanlar vardır; çünkü bir inanç ne kadar mantıksızsa , o kadar önemli görünür. Ne kadar saçmaysa, o kadar inandırıcı görünür; çünkü bir şey mantıklıysa, o zaman ona inanmak söz konusu olmaz. Güneş'e inanmazsın, Ay'a inanmazsın; İzafiyet Teorisi'ne inanmazsın; ya anlarsın ya da anlamazsın; ama inanmak söz konusu olamaz. Yerçekimine inanmazsın, gerek yoktur! Kimse bilimsel bir teoriye "inanmaz". Bilimsel bir teori mantıklıdır. Yalnızca bir şey mantıksız olduğunda inanç gerekir.!
Sayfa 115 - Butik Yayıncılık
Reklam
Zeki bir insan inanmaz; bilmeye çalışır, sorgular. Zeki bir insan ne Katolik'tir ne de Protestan; zeki bir insan ne Hindu'dur ne de Hıristiyan. Zeki bir insan, "Henüz bilmiyorum, dolayısıyla neyin doğru ve neyin yanlış olduğunu nasıl iddia edebilirim? İncil'in haklı ve Kuran'ın haksız olduğunu veya tam tersi, nasıl söyleyebilirim?" der. Zeki insan tek bir şeyi söylemek zorundadır: "Bilmiyorum ve gerçekten öğrenmek istiyorsam ön yargılı olamam." Dolayısıyla önyargısız, açıktır.
Sayfa 46 - Butik YayıncılıkKitabı okudu
Dua deizmin yan ürünüdür. Tanrı'ya inançla başlarsın, sonra doğal olarak Tanrı ile aranda bir ilişki kurulması gerekir. Bu, duadır. Onu övmeye başlarsın. Elbette bir teşvik vardır, dua yoluyla bir şey istersin. Duan saf bir sevgi ilişkisi değildir, hayır - ticarettir. Dolayısıyla başın sıkıştığında dua edersin; rahatladığında unutursun. Zorluk yaşarken Tanrı'ya dua edersin, çünkü onun yardımına ihtiyacın vardır. Zorluğu atlattığın anda Tanrı'yı da, duayı da unutursun.
Sayfa 29 - Butik YayıncılıkKitabı okudu
Bir şarkı yaratırsan, müzik yaratırsan, bir bahçe yaratırsan, dindar olursun. Kiliseye gitmek saçmalıktır, ama bir bahçe yaratmak son derece dindar bir davranıştır. Bu yüzden burada işe ibadet adını veririz. Başka bir şekilde dua etmez, yalnızca bir şeyler yaratarak dua ederiz. Benim için yaratıcılık Tanrı'dır. Ama tanrı sözcüğünü tanrısal sözcüğü ile değiştirmeme izin verirsen daha iyi olacak, çünkü yanlış anlaşılmak istemem. Tanrı gibi biri yoktur, ama patlayan, bitmeyen, genişleyen inanılmaz bir enerji vardır. Bu genişleyen, patlayan, bitmeyen enerji, bu yaratıcılık kutsaldır.
Sayfa 10 - Butik YayıncılıkKitabı okudu
Biri seni aşağıladığında sana ne olur? Tepkin ne olur? Onun hakaretinden çok kendi tepkine dikkat etmen gerekir; hakareti onun sorunudur. Verdiğin tepki senin sorunundur. Öfkelenir misin? Yoksa söylediği her ne ise hiçbir tepki vermeden, sessizce dinleme becerisine sahip misin? Çünkü doğru olan budur. Önce onun ne söylediğini dinle. Belki haklıdır. O sana hırsız diyorsa, sen neden sinirlenesin? Hırsız değilsen, yanlış anlamayı düzeltmen gerekir. Ve hırsızsan ya kendini düzelt ya da bu hatanı işaret ettiği için minnettar ol. Ama öfkelenmek için bir sebep göremiyorum. Ya hırsızsındır ya da değil
Sayfa 141 - Butik YayıneviKitabı okudu
Kişilik, düşmanındır. Kişilik, seni sömüren, seni yok eden insanların elindedir. Kişilikten kurtulmak zorundasın. Sana başkaları tarafından aşılanmış tüm fikirlerden kurtulmak zorundasın. Kim olduğunu kendi başına keşfetmelisin. Bu biraz zahmetlidir, ama kesinlikle değer. Zor bir operasyondur, çünkü kişiliğin neredeyse derin olmuş, sana yapışmıştır. Öyle uzun süre onunla özdeşleşniisindir ki o olmadığını düşünmezsin. Hatırlaman gereken ilk şey, senin kişiliğin olmadığındır.
Sayfa 138Kitabı okudu
Resim