İnancım Neden İbarettir?

Lev Tolstoy
Bu nedenle sen, ey başkasını yarglayan insan, kim olursan ol, mazeretin yoktur, Başkasını yargıladığın konuda kendini mahkum ediyorsun.
Ama ben, yaşamımın kişisel mutluluğum açısından en büyük saçmalık olduğunu, bu aptalca yaşamın da saçma ölümümle son bulacağını bili­yorum.
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
Ama insanlar içinde bulundukları durumun özellikle de çocuklarının durumunun sorumlusudurlar; işte onun içindir ki neden milyonlarcanız askeri birlikler halinde bir araya geliyor, neden birbirinizi öldürmek ve birbirinizi sakat bırakmak için asker oluyorsunuz? Neden sayısı mil­yarlada ifade edilen çok büyük miktarda insanın gücünü sağlıksız ve gereksiz kentler inşa etmek için harcadınız ve halen harcamaya devam ediyorsunuz? Niçin gülünç mahke­meler kuruyorsunuz ve suçlu olarak gördüğünüz insanları Fransa'da Cayenne'e, Rusya'da Sibirya'ya, İngiltere'de Avus­tralya'ya, bunun çılgınca bir şey olduğunu bildiğiniz halde sürüyorsunuz? Sevdiğiniz tarımla uğraşmayı bırakıp, sevme­diğiniz fabrikalarda çalışmaya neden gidiyorsunuz? Neden çocuklarınızı benimsemediğiniz bu yaşam tarzında yaşaya­cak şekilde yetiştiriyorsunuz? Bütün bunları niye yapıyor­sunuz? Bütün bu sorulara cevap vermezlik edemezsiniz. Bütün bunlar size hoş gelseydi ve bunlarda mutluluğu bul­saydınız, o zaman neden böyle davrandığınızı açıklayabilecek bir cevap verirdiniz.
“Eğer tarihte kötülüğün yok edilmesi konusunda bir ilerleme hareketi olmuşsa, bu İsa'nın öğretisini anlamış olanlar, kötülüğe katlanan ve kö­tüye şiddetle karşılık vermeyenler sayesinde olmuştur. İnsanlığın iyiliğe doğru aldığı yol, zorbalar değil din şehitleri sayesinde gerçekleşmektedir. Nasıl ki ateş ateşi söndüremezse, kötülük de kötülüğü yok edemez. Yalnızca iyilik kötülüğe karşı gelerek, kötülüğe bulaşmadan kötülüğü yenebilir.”
Yoksul­luğu bela kelimesi ile eşdeğer kıldık, ama gerçekte yoksulluk bir mutluluktur, ona istediğimiz kadar bela diyelim, o mut­luluk olmaya devam edecektir. Yoksul olmak demek, kentlerde değil köyde yaşamak demektir; odanıza kapanıp kal­mamak, ormanda, tarlalarda çalışmak, güneşi, göğü, toprağı, hayvanları hissetmek demektir; iştahı açacak yemekler icat etmek için ya da yediklerini hazmedebilmek için hangi jim­nastik hareketlerini yapmak gerektiğine kafa patlatmak değildir.
Harca­ması 300 ise bunu 400 yapmak için, 400 ise 500 yapmak için çabalamayacak ve sonsuza kadar böyle sürüp giden debelen­mede kendini tüketmeyecek insana çok ender rastlarsınız.
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
“Rabbim, inanıyorum: inançsızlığımın yardımına gel.”
Düşmanına zarar vermeyebilirsin, ama onu sevmek, işte bu imkânsız!
Reklam
Kötülerin kötü işleri yapmalarına izin vermek yalnız zalimlik değil aynı zamanda en küçük bir haksızlık yapmayan bir insanı safça savunmasız bırakıp acı çekmesine neden olmak demektir.
Sayfa 55 - Yuhanna KrisostomosKitabı okudu
İnsan hayvan seviyesine inebilir, kimse bu nedenle ona sitemde bulunmayı düşünmeyecektir; ama insan akla daya­narak hayvanca yaşama isteğini savunamaz.
İsa Tanrı'nın gözünde insanların eşit olduğunu, bütün insan­ların aynı güneş altında ısındığını, herkesin aynı yağmurdan yararlandığını; Tanrı'nın halklar arasında ayrım gözetmediğini ve her insana lütufta bulunduğunu, oysa insanların kendi aralarında farklı ulus topluluklarına ayrıldığını, putpe­restler gibi ayrım koyacaklarına, aynen Tanrı'nın yaptığı gibi milliyet farkı gözetmeden davranmaları gerektiğini söylüyor.
"Göze göz, dişe diş" dendiğini duydunuz, ama ben size diyorum ki size yapılan kötülüğe direnmeyin.
Sayfa 15 - Eko
Dağdaki Vaaz'da İsa halka hitap ederek şöyle diyor: "Size karşı davacı olup mintanınızı almak isteyene abanızı da verin.
Resim