Kitabı bitirdim ve bende bitik durumdayım. Çok etkiledi beni. İlk başlarda Suada'nın konservatuardaki piyonayla olan imtihanıyla başlarken daha sonra hayatının aşkı Tarık rol oynadı. Kızıl saçlarıyla güzelliği ile büyüleyici olan Suada başka erkekler tarafından sevildi. Ve bu sevilmenin sonucu büyük bir düşman kazandı. Bayram günü başladı bir anda savaş. Televizyonda görülen cansız bedenler. Bayram günü onlarıda karşıladı. Bir annenin gözü önünde, incir ağacında patlayan cansız çocukların bedenlerinin parçalarıyla, ölü kuşların suskun feryadıyla. Suada'nın kapısı çalındı. Sırp çetnikleri, annesini ve eniştesini oracıkta öldürdüler. Müslüman boşnak kadınları, şerefsiz tohumunu dünyaya getirmek için sayısız tecavüze uğradılar. Sonunda özgür kalan suada ruhunun kirlendiğini düşünüp ve yaşadığı o korkunç anıların acısıyla psikiyatri bölümünde kaldı. Onu kurtaran müzik oldu. Sonu mutlu bitti. Ama yazarında dediği gibi savaş bitti gözüksede geride kalan kadınların acıları bakiydi. Gerçek olması insanı daha da çok etkiliyor. Yazarın anlatımı etkileyiciydi.
