İnkılap Tarihi Dersleri Nasıl Okutulmalı?

Bülent Tanör

İnkılap Tarihi Dersleri Nasıl Okutulmalı? Sözleri ve Alıntıları

İnkılap Tarihi Dersleri Nasıl Okutulmalı? sözleri ve alıntılarını, İnkılap Tarihi Dersleri Nasıl Okutulmalı? kitap alıntılarını, İnkılap Tarihi Dersleri Nasıl Okutulmalı? en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Felsefesiz bilim olmaz, benim kanım. Hangi bilim olursa olsun, yalnız tarih değil, fizikçi bile felsefeden anlamıyorsa yaratıcı olamaz. Hele tarihte felsefi açı şart.
Reklam
Üniversitede bir resmi ideoloji görüntüsü veren ders, bizatihi bir kontradiksiyondur, çelişkidir.
Sayfa 103Kitabı okudu
Mart 1934'te ilk Devrim Tarihi dersi İstanbul'da verilir, ve aynı zamanda İnkılap Enstitüsü diye bir enstitü kurulur. Bununla birlikte dört kadro ihdas edilir. Bu kadrolardan birine Yusuf Hikmet Bayur getirilir. Yusuf Bayur daha çok siyaset tarihi okutacaktır. İkinci profesör kadrosu Mahmut Esat Bozkurt'dur. Esat Bozkurt, daha çok rejimin hukuk boyutunu gündeme getirecektir. Üçüncüsü Yusuf Kemal Tengirşenk, ekonomik konulara girecektir, ekonomik sorunları irdeleyecektir. Dördüncüsü Recep Peker; o da siyasal partiler, siyasal rejim konusunu gündeme getirecektir.
Çözümü istiyorum sorun zaten açık
19. yüzyıl'a nasıl bakmalı, gerileme midir, Cumhuriyetin hazırlığı mıdır? 19.yüzyıla nihilist mi bakacağız, bilmem, Cumhuriyet hiçbir şey getirmedi, sadece varolanı devam ettirdi diye mi bakacağız, ikisini nasıl dengeleyeceğiz mesela? Veya bilmem 19.yüzyıl'da ekonomik gelişmeler ve elit formasyonu ya da İttihat ve Terakki ile Kemalist önderliğin ilişkisine nasıl bakmak lazım? Ya da Kongre iktidarına nasıl bakmak lazım vs. gibi 20-30 tane veya 5 10 tane veya 1823 tane seminer konusu saptarız ve insanlar gelir burada, spesifik konular üzerindeki görüşlerini, nasıl anlattıklarını, hangi malzemeleri kullandıklarını, ne gibi bir formülasyona başvurduklarını, kendi yorumlarını nasıl dile getirdiklerini,nasıl bir görüş yelpazesi sunduklarını anlatırlar, bu bir teati olur.Herkes de alır, dediğim gibi, dağarcığına koyacağını alır gider bu ancak böyle olur.
Geliyor öğrenci,"Türk Devrimi veya Modernleşmesi zaten tepeden inme oldu"diye birtakım laflar söylüyor. Ben de o zaman şöyle bir şey ortaya atıyorum:" Peki siz, tepeden inme olmayan, yukarıdan aşağıya güç kullanmayan devrim biliyor musunuz?" diye bir soru soruyorum. Ve bu, o zaman başlı başına, ister istemez "Tarih'te Devrimler" diye bir kapı açıyor.