İnkılap Tarihimiz ve Jön Türkler

Ahmet Bedevi Kuran
"Padişahım Çok Yaşa" Yok!
Bu selamlık olayından sonra, yeni bir olay daha meydana gelmişti: Askeri kışlalarda olduğu gibi Harbiye Mektebi'nde de her akşam yoklamasında üç defa "padişahım çok yaşa!" diye bağırmak adetti. Biz Harbiyeliler artık Sultan Abdülhamid için bu adetin tekrarlanmasına gerek kalmadığına kanaat getirdiğimizden, bir akşam yoklamasında trampetin tempoya uygun ahenktar havasına uymamış ve "padişahım çok yaşa!" duasını okumaktan vazgeçmiştik. Bu hareketimizden mektep idaresi telaşa düşmüş ve Harbiye Nazırı Salih Paşa geç vakit mektebe gelerek soruşturmaya başlamıştır. Sonuçta bu hareketin sorumlusu olarak ben gösterilmiştim. Fakat, Harbiye Nazırı bu meseleye fazla önem vermekten çekinmiş ve yalnız bu gibi hareketlerin askerlik bakımından itaatsizlik kabul edileceğini söyledikten ve bir daha buna benzer yolsuzluklara meydan bırakılmamasını öğütledikten sonra mektepten ayrılmıştır.
Sayfa 334 - KAYNAKKitabı okudu
Askeri Tıbbiye Mektebi
323 senesi 22 birinci kanun sabahı alacakaranlıkta bu iki fedakar koridor pencereleri arasındaki büyük ve geniş çıkıntılara kömürle şunları yazmışlardır: "Yaşasın hürriyet, adalet, müsavat! Kahrolsun istibdat, kahrolsun zulüm!" Bir tarafa da Namık Kemal'in; "Eyledik vatanı kisbimize sermaye " "Biz bu denli hizmetle mi geldik dünyaya" Diğer bir duvara da; "Mahveder kendini bülbül bile hürriyet için Çekilir mi bu belâ âlemi bir minnet için Din için, devlet için, can çekişen millet için" Ve daha bunlara benzer vecizeleri yazmışlar ve diğer duvarlara birer raptiyeyle ''Hayyü alel Felah" ve "Vazife ve Mesuliyet" risalelerini iliştirmişlerdir. Mektebe hemen Müfettiş İsmail Paşa gelmiş, soruşturmaya başlamıştı. Buna rağmen ertesi gece duvarlara "Bugün mektebe köpek cinsinden bir hayvan geldi, kuvvet hakka galebe çalamaz!" cümleleri yazılmıştır.
Sayfa 282Kitabı okudu
Reklam
Ben divanıharpte sanık olmaktan çok davacı rolü görüyor ve memleket hakkında birçok haklı şikayeti ileri sürüyordum. Örneğin, Sultan Abdülhamid'in cömertliğinden söz ettikleri zaman "Evet" diyordum, "Yıldız Sarayı'nın gösterişi ve tantanası yerinde; fakat sınır boylarında, yabancıların gözü önünde bulunan subay ve askerlerimiz yırtık elbise ve yamalı pantolonla geziyor" ve paşazadelerin daha doğarken rütbe ve nişanlara sahip olmalarının sırrını soruyordum. Yemen isyanlarının, Kürt ayaklanmalarının nedenini öğrenmek isterken, Türklerin her tarafta boş yere kırıldıklarını iddia ediyordum. Fethi Bey benim bu cüretimi yaşıma uygun bulmuyor, tarafımdan rütbe ve yaverliğin reddini hayretle karşılıyordu.
Sayfa 286Kitabı okudu
Kongrenin Kabul Ettiği Çeşitli Teklifler
Beyannamedeki imzalardan anlaşıldığı gibi, bu ikinci "Jön Türk" kongresine bütün Osmanlı ihtilalci fırka ve komiteleri katılmış ve kongrede temsil edilmişlerdir. Bu şekilde ilk kez olarak Sultan Abdülhamid muhalifleri birleşmiş ve ortak amaç etrafında toplanmış oluyordu. Fakat, bir süre sonra Rumeli'de baş gösteren askeri ayaklanma, beyannamede karar altına alınan çalışma tarzının uygulanmasına gerek bırakmadan, Meşrutiyet'in ilanıyla sonuçlanmış ve bu ayaklanma başarının başlıca etkeni olmuştur.
Sayfa 297 - KaynakKitabı okudu
Harbiyeliler Abdülhamid'in Çayını İçmiyor
Meşrutiyet'in ilk kurban bayramı yaklaştığı sıralarda, nazırımız İsmail Fazıl Paşa, Harbiye Mektebi öğrencilerinin de Yıldız'da düzenlenecek bayram selamlığında hazır bulunmaları arzusunu ifade etmişti. Harbiye Mektebi öğrencileri Sultan Abdülhamid'i selamlamak emelinde olmamakla birlikte amirlerimize itaat etmiş olmak için, istemeyerek bu arzuya uymuştuk. Yıldız'a gidildiği gün hava çok soğuk ve karlıydı. Selamlık resmine katılan bütün askerlere ve bu arada Harbiye Mektebi öğrencilerine çay verilmiştir. Harbiyeliler bu ikramı reddetmişlerdir. Sultan Abdülhamid durumdan haberdar edilince mektep tabur kumandanı Fazıl Bey'i yanına davet ederek havanın soğuk olması dolayısıyla öğrencilerin çay içmesini emretmişse de öğrenciler tebliğ edilen bu emre de itaat etmemişlerdir. Bu durum Sultan Abdülhamid'i ürküttüğünden, bir iki saat sonra mabeyincilerden oluşan bir heyetle mektebe pasta ve kurabiye türünden bazı hediyeler gönderilmiştir. Bunlar da tarafımızdan reddedilmiştir.
Sayfa 333 - KaynakKitabı okudu
İttihatçılar Nazım Paşa'yı Nasıl İğfal Etmişlerdi?
Babıâli'nin karşısında, emekli kıraathanesi vardı. Önünden geçerken birisinin beni çağırdığını duydum. Çağıran eski bahriye subaylarımızdan Şevki Bey'di. Kendisiyle Paris'te beraber bulunmuştuk. İttihat ve Terakki hükümetine karşı yapılan mücadelelere o da pek yakından katılmıştı. Oturduğu masaya yaklaştığım zaman telaşla silahım olup olmadığını sordu: "Hayır" cevabını verdim. Şaşırdı ve lttihatçıların Babıâli'yi basmak üzere olduklarını, neredeyse görünmelerinin muhtemel olduğunu söyledi. Hayret! Hükümet, ayrıntılarına kadar vakıf bulunduğu bu durum hakkında hiçbir önlem alamıyordu. Bu nasıl hükümetti! Şevki Bey'e, "Bizim kişisel fedakarlığımıza dayanan bir hükümetin iktidar mevkiinde kalması memleket için zararlıdır. Kendi kuvvetini iyi kullanmasını bilmeyen bir hükümet düşürülmelidir" dedim ve ayrıldım.
Sayfa 390 - KAYNAKKitabı okudu
Reklam
Ermeni Komitacılarının Faaliyetleri ve Amaçları
Görülüyor ki, Sultan Abdülhamid devrinin memlekette uyandırdığı memnuniyetsizlik Osmanlı unsurları arasında milli teşekküller dahilinde çalışılmasına yol açmıştır. Fakat, bütün bu gayretler sarf edildiği ve bazı komiteciler tarafından Edouvard Joris aracılığıyla 21 Temmuz 1905 tarihinde Sultan Abdülhamid'e karşı cuma selamlığı töreninde suikast yapıldığı, büyük büyük fedakarlıklara katlanıldığı halde bir yarar elde edilmediğini gören ve bu gibi girişim ve şahsi faaliyetlerden bir sonuç çıkmayacağına kanaat getiren Ermeniler, nihayet "Jön Türk"lerle işbirliği yapmak zorunda kalmışlardır. Önceleri Murad Bey tarafından Londra'daki Ermeni komiteleri reislerine yapılan beraber çalışma teklifi reddedilmişıi. Buna rağmen uzun tecrübelerden sonra Ermeniler Paris'te gerek "Terakki ve İttihat Cemiyeti" mensuplarına ve gerek "Teşebbüsü Şahsi ve Ademi Merkeziyet" cemiyetine işbirliği teklifinde bulunmuşlardır ve bu başvuru, ileride açıklanacağı gibi, ikinci "Jön Türk" kongresinin toplanmasına sebep oluşturmuştu.
Sayfa 209 - undefinedKitabı okudu
Ermeni Komitacıların Faaliyetleri ve Amaçları
Halbuki bende bulunan belgeler arasında mevcut "Hinçakyan Sosyalist İhtilal Komitesi"nin gizli programında bağımsızlık ve ayrılık maddesine dair hiçbir kayıt yoktur. Yalnız bir noktada 'Türk hükümeti kimdir? Elcevap: Hiçtir. Cemaat kimdir? Elcevap: Herkestir" şeklinde bir kayıt vardır.
Sayfa 209 - KaynakKitabı okudu
Resim