Kahramanın İnnsmouth kasabasına yaptığı araştırma gezisiyle başlayan, miteolojik karakterler ile işlenip, ırkçılık ve iğrenmeyi baz alan ve kişiyi ırkı ile ilgili düşüncelere iten bir öyküydü. Okurken bende merak duygusu uyandırsa ve kurguyu ne kadar yaratıcı bulsamda daha iyi işlenebileceği için (özellikle kitap ortalarında abartılı tasvirler, gereksiz detaylar ve birkaç tutarsızlıktan dolayı) fikire biraz yazık edildiği kanısındayım.
*Spoiler*
Karakterin dolmuşçu-marketçi çocuk ile diyalogları basit ve direk geçiştirilmiş. Kasabalı ayyaş dayı figürü ise çok klişeleşmiş olsa da, gerçeği(?) anlatacak bir elemana ihtiyaçtan dolayı olay örgüsüne eklenmiş.
Bir diğer anlaşılmadık şey ise, kitabın kapağında ve içerisinde yer yer geçen “modern insanın çöküşü, yozlaşması ve bozulması” olgulara fazla yer verilmesi. Neticede bu olayların çıkış noktası, insanın ruhunu şeytana satmasının modernlikle ne ilgisi var?
Yinede kitap sonunda elde düşünecek birşey bırakıyor. Bu tür amfibik bir mutasyona maruz kalındığında bunu kabullenemeyip intihar mı edilir yoksa kaderimse çekerim deyip sonsuza dek bu şekilde yaşanır mı?
