Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eski Taş Çağından Eksen Çağına

İnsan Evriminde Din

Robert N. Bellah

İnsan Evriminde Din Sözleri ve Alıntıları

İnsan Evriminde Din sözleri ve alıntılarını, İnsan Evriminde Din kitap alıntılarını, İnsan Evriminde Din en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evrimden söz etmemiz gerektiğine inanıyorum; bu, sahip olduğumuz bütün kültürlerdeki eğitimli insanların paylaştığı yegâne üst anlatıdır; fakat bunu evrimin başarıları kadar tehlikelerini de göstererek ve iyi ile kötü arasındaki ayrımları da yapmaktan korkmadan yürütmeliyiz.
Sayfa 702Kitabı okudu
Odling-Smee ve arkadaşları, organizmaların kendi evrilmeleri için gerekli koşulları nasıl etkinlikle yarattıklarını görmeden bizim evrimi anlayamayacağımızı iddia etmektedir. Doğal seçilim gerçekten kördür, ama paradokslu bir biçimde amaçlı eyleme yol açar: "Doğal seçilim kör ise, ama konum [niche] yapımı semantik olarak bilinçli ve amaç yönelimli ise, o zaman evrim bütünüyle ereksiz bir süreci, yani doğal seçilimi içermelidir ki, bu da amaçlı organizmaların, yani konum kuran [niche-constructing] organizmaların seçilimidir. Bu en azından doğal seçilim tarafından seçilen konum kurucu organizmalar sağ kalım ve üreme için işlev gördüğü sürece doğru olmalıdır. " 13 Dolayısıyla, Dawkins'in biyolojik seçilim biriminin genden ibaret bulunduğu ve organizmanın "atıklıktan kaçırılmış bir sağkalım makinesi" olduğu iddiaları temelinden yanlıştır. Organizma öğrenebiliyor ve öğrenme onun içinde bulunduğu ortamı, dolayısıyla da kendisinden türeyenlerin sağ kalım şanslarını değiştirebiliyorsa, o zaman genleri içerdiği kesin olarak, (Odling-Smee ve arkadaşlarının fenogenotip dedikleri) evrimin "merkez birimi" organizmadır.
Reklam
Dinsel evrim daha kötüden daha iyiye dogru bir ilerleme degildir. Biz kabile halklarının "ilkel dini" nden bizim gibi insanlarin "daha yüksek dinleri" ne gitmedik.
Steven Weingberg
Bütün bu sorunlar nasıl çözülürse çözülsün ve hangi kozmolojik model sayılırsa sayılsın, bütün bunların hiçbiri pek rahatlatıcı değildir. Insanların, bizim evrenle özel bir ilişkimiz olduğuna inanmaları adeda dayanılmaz birşeydir ve insan yaşamı, ilk üç dakikaya dayanan bir rastlantılar dizisinin hayli gülünç bir sonucundan fazla bir şey olmalı ve biz de bir biçimde en başından yapılmış olmalıyız...
Genetik araştırmalar sürdürüldükçe, şempanzelerle yakınlığımız giderek daha belirginleşiyor ("genlerimizin %95'i onlarla ortaktır"ı kaç kere işitmişizdir?)
Sayfa 141Kitabı okudu
Atrahasis Öyküsü fikir olarak İÖ. 3000
Büyüyen nüfus öyle gürültülü hale geldi ki (toprak boğa gibi böğürüyordu), Enlil uyuyamıyordu. İnsanları yeryüzünden silmek için veba gibi bir belâ yolladı, fakat akıllı adam Atrahasis, Enki'ye danıştı; o da kendisine insanları susturmasını, tanrılara da daha çok sunular vermesini söyledi; ve belâ bitti. Yine insanlar çoğaldı ve gürültü arttı. Bu kez Enlil bir kuraklık yolladı, ama yine Atrahasis müdahale etmesi için Enki'yi işe kattı. Üçüncü kere gürültü çok büyüktü, Enlil de bütün insanları öldürmesi için bir sel gönderdi. Ama Enki onun bir adım önündeydi ve Atrahasis'e batırılamayacak bir tekne yaptırıp ona her çeşit hayvanı yükledi, selin sona ermesini bekledi. Enlil Enki'nin ne yaptığını öğrenince çok kızdı, fakat bu arada halkın kırılması tanrıları sunulardan yoksun bıraktığı için açlık çekmeye başlamışlardı. Enlil sonunda insanların tanrılar için onlarsız olunmaz önemde bulunduklarını kavradı ve çeşitli doğum denetimi yöntemleri ayarladıktan sonra Atrahasis'in ve adamlarının dünyayı yeniden doldurmalarına izin verdi.
Sayfa 258Kitabı okudu
Reklam
Makahiki şenliği Hawai’i yılını başlatır.
Şenliğin yüksek bir noktası yıkanma törenidir (hi'uwai). Şölenler ve kava içmekle geçirilen bir akşamın ardından, soylular da sıradan kişiler de okyanusta yıkanmaya giderler. Bu, avamın yılın geri kalanında görünmez olan en kutsal ali'i'yi gördükleri yegâne zamandır. Soylularla avamı ayıran bütün kapu kaldırılmış ve yıkanma, farklı statüdeki kişilerin cinsel ilişkilerine izin verilen bir orjiye (cümbüşe) dönüşmüştür.74 Hi’uwai törenini izleyen dört gün dört gece çalışmak yasaktır; şölene katılmakla, taklitler yapmakla, müstehcen ve alaycı şarkılar söylemekle ve hepsinden önemlisi, yüzlerce, belki binlerce kişinin katıldığı dans etmekle vakit geçirilir. Kahkahalar kapu'yu bastırır ve dans sırasında yapılan cinsel girişimler reddedilmez. Valeri, “bu harikalı bir biçimde eşgüdümü yapılmış” dansların toplumu yeniden kuran “yetkin bir yoldaşlığı” gerçekleştirdiğini belirtiyor. Bütün bunlar, "hiyerarşik olarak ayrım yapılmayan" bir atmosferde olmaktadır.75 Sanki hiç değilse bir süre için eski eşitlikçilik yeniden ortaya çıkmıştır.
Sayfa 234Kitabı okudu
600 000 000 milyon yıl önce, muhtemelen hayli karmaşık hayvanlar vardı; dallanan süngerler, denizanası gibi merkezden çevreye radyal hayvanlar ve sonradan fosilleşmiş, ilk küçük iki yanlı hayvanlar, çamurlu okyanus tabanında yuvalarının izi kalmış, belki solucan gibi yaratıklar. Bu solucan benzeri hayvan, bütün modern iki yanlı hayvanların atası olabilir.
Sayfa 107 - Bilgi üniversitesi yayınlarıKitabı okudu
Antropolog Victor Turner akış kavramını, dinsel töreni (ritüeli) anlamak için kullanmıştır ve (olumlu anlamıyla) çalışma ritüel haline gelince akışa yaklaştığını söylemek belki terimleri fazla esnetmek olmaz. Örneğin, Zen Budistlerinin pratik/uygulama kavramına bakabiliriz; bunun ilk anlamı, tercihan başka Zen inançlılarıyla birlikte bir meditasyon salonunda belirli süreler boyu lotus konumunda yapılan meditasyondur. On- dan sonra, Zen kavramı bütün etkinliklere yansıtılır; öyle ki, yerleri süpür- mek pratik yapmak olur, bulaşık yıkamak ve herhangi bir iş pratik yapmak olur. Zen görüş açısından bir çalışmayı pratik haline getiren, belirli bir dinsel özenme biçimi olarak düşüncelilik (mindfulness) tavrıdır. Düşüncelilik, so- nuçla ilgili bir beklenti değildir, fiilen olan gerçekliğe açıklıktır, bir çeşit B-ta- nımadır. Belki, ben ona verdiğim genişletilmiş anlamla ritüelin üstün gerçek- lik olma bakımından gündelik yaşam dünyasıyla yarışabileceğini söyleyebili- rim. Böyle bir sav, gündelik yaşam dünyasının bir hayal dünyası olduğu yo- lunda geniş ölçüde paylaşılan bir dinsel görüşe dayanmaktadır.
Baskılama tarihinde Hindistan'ın bir tekeli yoktur: Şimdiye kadar gelmiş geçmiş her insan toplumu -avcı-toplayıcılar dışında, ama orada bile bir çocuk ya da kadın olmaktansa yetişkin bir erkek olmak daha iyiydi- nüfusun geniş kesimlerine karşı baskıcı olmuştur. En azından uzun bir süre için demokrasinin en büyük iki örneğinde (eski Atina ve çağdaş Amerika'da) demokrasi ve kölelik bir arada yaşamışlardır. Ve ABD'nin gerek içindeki gerekse dışındaki halklara davranışında tarihteki en baskıcı toplumlardan biri olmadığını kim söyleyebilir? Kast, sadece baskının Hindistan'da aldığı biçimdir.
Sayfa 615Kitabı okudu
129 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.