Tolstoy'un öykülerinde kullandığı yalın, akıcı ve anlaşılır üslubunu çok beğendiğimi söyleyerek başlayayım. Bu kitaptaki öykülerin hepsi, insanın ve ait olduğu toplumun kökleri ve yapı taşlarıyla, insan nedir, insan ne ile beslenir(ruhani anlamda), insanı güçlü tutan şey nedir soruları ve cevaplarıyla dolu. Öykülerin hepsi çok güzel; ama benim en çok beğendiğim öykü "İnsana Çok Toprak Gerekir Mi?" oldu... Beni öyle çok etkiledi ki. Bu denli etkilenmemde ait olduğum çağ ve içinde yaşadığım topluma hikayedeki Pahom'un hırsını çok benzetim. Benzerlikten de öte Tolstoy, Pahom karakterine resmen 21. Yy. insanını almış koymuş. Günümüz insanında da bu öyküdeki gibi hep bir hırs, uhrevi bir açlık, hep bir elindekiyle yetinmeme, hep daha fazlası olsun, daha iyisi olsun, daha çok olsun. Bu ne hırs yahu. Mümkün olsaydı bu hikayeyi yeryüzündeki evlerin duvarlarına asmak isterdim. Bunu düşündüm, insanlar bu hikayeden ibret almalı. Toprak hırsıyla, mal hırsıyla yaşayan bir adamın, uzun vadede senelerin sonunda, kısa vadede de günün sonunda 3 arşın toprağa sığıvermiş olması... Düşündürücü.
Herkes okusun. Herkes okumalı fikrimce.