Şehirlerin ruhu da insanların ruhu gibidir. Gözle göremeyiz, elle tutamayız, kokusunu duyamayız, sesini işitemeyiz, çoğu zaman anlayamayız bile, sadece hissederiz. Onları bize en iyi hissettiren alan ise sanattır.
Teknoloji yaşadığımız yeryüzünü cehenneme çevirirse, bu gelişmişlik neye yarar ki? Güzel insan yalnızca akıllı olan insan değildir. Aklıyla duygularını, güdülerini barıştırmış insandır.
İnsanların istediği, aşkla, sevgiyle, güzellikle örülü, acıklı da olsa sonunda umutlu biten öykülerdir. Gerçekten kaçmak, onunla yüzleşmekten daha kolaydır.
"Özünde alaturkalık olmadı mı, alafrangalık kaç para eder?" (Müzeyyen Senar) İşte İstanbul'un, sadece İstanbul'un değil, tüm Türkiye'nin kültür sorunu budur.