Bu ay dergimizde “Baldaki Hile” konusunu ayrıntılı bir şekilde okuyacaksınız. Ancak baştan şunu söylemek gerekiyor ki hile, anlatılması ve anlaşılması kolay ancak pratiği o kadar da kolay olmayan bir konu. Çünkü hile konusunda insanın zaafları devreye giriyor. Daha da ötesinde hileyi çözebilmek için onun hadiseler karşısındaki davranış seçimini bilmek gerekiyor.
Psikiyatrların ve sosyologların insanın ferdiyetini ve bu ferdin toplum içerisindeki davranış seçimini çözmek için yaptıkları deneyleri okumuşsunuzdur. İnsana çok şey söyleyen deneylerden birini de burada paylaşalım.
Araştırmacılar iki değişik susam yağını satmak için iki farklı içindekiler endeksi yazıyorlar. Aslında ürünle ilgili hiçbir anlam ifade etmeyen bu endekslerden uzun yazılı olan daha fazla tercih ediliyor. Nasıl mı oluyor? İnsan, birkaç farklı ürün arasından birini tercih ederken, tercihte yardımcı olabilecek bilgiyi elde etmeye çalışıyor. Hiçbir şey ifade etmese de uzun teknik özellikler aslında insanı yanlış yönlendirebiliyor. Deneyden, bir şeyi almak istiyorsanız özelliklerini bir kenara bırakın ve ürünü deneyin, sonucu çıkmış.
Bunun gibi insanın bu kadar da aciz ve zaaf sahibi olamaz dedirten deney ve araştırmaları var. Bunlar hile karşısında insanın elinde çok seçenek olmadığını gösteriyor. Baldaki hile konusunda da durum bundan çok farklı değil.
Seksen sayfa ve farklı bir baskı ile sizlere ulaşan dergimizin yazarları köy, köylülük, şehir ve şehirlilik konusunda birbirinden değerli yazılar kaleme aldılar. Sizi köyünüze götürecek yazılar ve fotoğraflar bulacağınız Ağustos sayımızla sizi baş başa bırakıyoruz.
Hileleri anlatan, zaafların üzerine giden yeni sayılarımızda buluşmak ümidiyle…
