En Beğenilen İnsana Ne Kadar Toprak Lazım Gönderileri
En Beğenilen İnsana Ne Kadar Toprak Lazım kitaplarını, en beğenilen İnsana Ne Kadar Toprak Lazım sözleri ve alıntılarını, en beğenilen İnsana Ne Kadar Toprak Lazım yazarlarını, en beğenilen İnsana Ne Kadar Toprak Lazım yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Kuşku yok ki insan pek tatminsiz yaratılmıştır." (Mearic, 19)
Hep daha fazlası, hep daha fazlası, daha fazlası, fazlası, fazla...
Ah, insan ne kadar doyumsuz gerçekten. Bir şeye sahip olunca arkasından diğer şeylere sahip olmak istiyor ve bunun sonu gelmiyor. Ne kadar çok şeye sahip olursa o kadar mutlu olacağını düşünüyor! Ayrıca sahip olduğu şeylerden mutluluğu da kısa sürüyor.
Evet, insan doyumsuz bir varlıktır. Hep "daha yok mu?" nun peşindedir. Elde edemedikçe de mutsuzluğu bir kat daha artar. Antik Yunan filozofu Aristoteles'in bu konuda şöyle bir sözü var: “Arzu öyle bir şeydir ki hiç doymak bilmez, birçok insanın hayatı arzuları doyurma yollarını aramakla geçer." Gerçekten de öyledir...
Kitaptaki hikaye de tam bu konu üzerine yazılmış. Çiftçi olan Pahon'un bitmek bilmeyen hep daha fazla kazanma hırsı, hep daha verimli toprak elde etme düşüncesi... Yaşamın anlam ve gayesini yavaş yavaş kaybeden bir insan tiplemesi. Hedefe ulaşmadaki araçlarla amaçların birbirine karışma hikayesi...
Hikâyenin sonunda Pahon hırsına kurban gider. Sonundaki çarpıcı olay her şeyi özetlemektedir: "...Adamlarına bir mezar kazdırır. Pahom’u bu mezara gömerler. Reis, Pahom’un mezarının başında durur şöyle der:
“Bir insana işte bu kadar toprak yeter!”"
Ezcümle efendim, her şeyin fazlası zarar. Kanaat en güzeli...
"Poulson kitabında der ki, hırsız eve yaklaşınca köpek havlar, yani "uyuma, aç gözlerini," der. Horoz ötmeye başlar, yani "hadi, kalk" der. Kedi ise elini yüzünü yalar, yani "misafir geliyor, ağırlamaya hazırlan," demek ister. "
"Allah'ım, ey göklerin ve yerin Allah'ı!" diye seslendi; yalnız olmadığını, sesini duyan biri olduğunu, O'nun kendisini yüzüstü bırakmayacağını düşünerek sakinleşti.
"Allah'ım, ey göklerin ve yerin Allah'ı!" diye seslendi; yalnız olmadığını, sesini duyan biri olduğunu, O'nun kendisini yüzüstü bırakmayacağını düşünerek sakinleşti.