İnsanı Okumak
Sulhi CeylanNewest İnsanı Okumak Quotes
You can find Newest İnsanı Okumak quotes, newest İnsanı Okumak book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Bütün dikkatini dünyalık konulara veren kişinin kalbi zamanla kararır ve manadan yanında silik kalmaz.
Herhangi birini yaptığı bir hata sebebi ile yargılayıp hakkında hüküm vermek son derece kolay. İnsan da kolay olana meyyal. Fiilin niçin yapıldığının neredeyse hiç önemi yok. İfa edilmiş olması kâfi. Halbuki bir meseleyi her boyutuyla değerlendirsek büyük ihtimal ilk vardığımız hükme karşı çıkarız. Bu yüzden olsa gerek geleneğimizde, "Kimseyi kendi ölçülerinle yargılama, yapabiliyorsan onları kendi ölçüleriyle yargıla" denir. Fakat bu hiç de kolay değil. Başkalarını anlamak affetmeyi doğurur. İnsan her zaman af yolunu tutmak istemez. Çoğunlukla ceza vermek, intikam almak ister. Böylece kendini o menfur fiilleri yapan kişiden uzaklaştırmış olur. Birini kendi ölçüleriyle değerlendirmek, kişinin kendi geçmişi ile değil karşısın dakinin geçmişiyle olaya bakmayı gerektirir. İşte böyle delik hay bir bakış her şeyi değiştirebilir. İnsanların göründükleri gibi olmadığını anlarız ilkin. Saniyen, bir olayın meydana gelmesinde sadece o kişinin fiillerinin olmadığını bilakis imkânlar düzeneğinin var olduğunu farkederiz. Ve bu düzeneği kişinin kendi çabasıyla meydana getiremeyeceğini. Salisen ise aynı şartlar altında olsak bizim de o fiili işleyebilme potansiyelimizin olduğunu...
Şurası da önemli; karşımızdaki kişiye verdiğimiz her sıfat, hüküm kendimizde olan ve farkına varamadığımız bir halimize denk gelmektedir. Bu sıfat ya ortaya çıkmış ya da potansiyel olarak içimizde durmaktadır. Kişi kendinden bağımsız karar veremez. Demek istediğim şu; bir kişi hakkında hüküm verirken acele etmemeli, karşımızdakini daha iyi tanımalı ve kendi benimizden âzâde bir hüküm veremeyeceğimizi bilmeliyiz.
Arap şairi Adonis bir şiirinde şöyle diyor: "Nefret ettiğin ben değilim / Hakkımda oluşturduğun imajdır / Ve bu imaj ben değilim / Sensin!" İnsanları anlamak için ister istemez tanımlama yoluna gideriz. Tanımlamak ise tanımladığımız kişiyi ya da nesneyi belli kalıplar içinde dondurup anlaşılır hale getirmektir. Daha Türkçesi tanımlamak sınırlamaktır. Sınırsız olan bir şeyi sınırlı aklımızla anlayamayız. Bu sebeple anlamak için her zaman basitleştirme yoluna gider ve tanımlamak istediğimiz kişiyi ya da nesneyi birtakım hükümlerin içine hapsederiz. Sorun şu ki bu hükümler ya kendimizin ya da toplumun o şahıs hakkında verdiği hükümlerdir. Bu sebeple doğru olma ihtimalinin oranı yanlış olma ihtimalinin oranı ile aynıdır.
Başkalarını mutlu ederek kendini de mutlu kılan insan, asıl mutluluğun kendini gerçekleştirmek olduğunun da farkına varacaktır. Belki de mutluluğu değil, huzursuzluğu seçmeli. Huzursuzluk insanı bir ömür teyakkuzda tutar.
An"ı yaşamayı mutluluğa ulaşma amacıyla öteleyen insan, mutluluğun ta kendisini öteliyorsa ve bu durumun farkında değilse?