“Önünde yalnız onun gördüğü bir uçurum var da ardından binlerce kişi itiyormuş gibi bir gerilme içindeydi. Yola çıkmasına sebep ne varsa gideceği yerde onu karşılayacak olanın, aynı inatçı talihsizlik olacağı gibi anlaşılmaz ve açıklanamaz bir sezgiyle daralıyordu gövdesi.”
Farkında mısınız bilmem, kimse kendi acısını bile duymuyor artık.
Kimse bir başkası için kederlenmiyor.
Birbirine ihtiyacı olanlar özenle uzak duruyor birbirinden.
Küçücük çocuklar bile yalnızlığın bilimini yapıyor.
Dilinde bir özür ile konuşur oldu insanlar.
Kimse sevdiğine vakit ayırmıyor.
İç çöküntünün boyutlarını görmek için kalabalık yerlere şöyle bir bakmak yeterli.