Lazım Şakşıkır Bey, bununla beraber vergi kaçırdığı gibi bir zehaba katiyen varılmamalıdır; zira son derece vatanperver ve yüksek bir insaniyetperver, eşsiz bir hamiyetperver, sancakperver ve perverperver bir zat olup demokrasiye de bütün kalbi ile inanmış bir zat olduğundan seçim zamanlarında partilere kazanma şanslarına göre, sosyal adalete uygun olarak yüzbinlerce lira dağıtır idi.
Uzatmıyalım, evlendik. Aman ne iyi bir kadın... Ben şiir okurken dalıp gidiyor. Açlığını, susuzluğunu unutuyor. Tam dar gelirlilere mahsus bir kadın. Akşam başlıyorum şiire, ta be sabah... Fukaracık ben şunu isterim, ben bunu isterim demiyor. Tuz ekmeğin gönüllüsü, yeter ki şiir oku... Evelallah bir o elimizden geliyor. Dayanıyorum şiire.
Üstad Fatık'ın muhterem hayat arkadaşına ithaf eylediği işbu işlek beste hakikaten pek hazin bir hazine-i bezindir ki bir emsali daha mevcut değildir.
İğneli sözlerle beni taşlama!
Akşam akşam yine başlama!
Istakoz değilim beni haşlama!
Kelle derler buna, kestane değil!
Tut çeneni artık dırdırın yeter!
Yeter ulan karı vırvırın yeter!
Bilmem ki ne zaman zırzırın biter!?
Aile yuvası hastane değil!
Sermayem yok benim başka dilimden,
İstediğin belli, gelmez elimden...
Adın batsın karı, anla halimden,
Yorgunum ulan mestane değil!..
Batıdan aldığımız radyo, televizyon, otomobil ve daha birçok teknik araçlar ve hatta sosyal müesseseler, hep başka medeni milletlerin buluşu olduğu halde, biz karşılığında onlara bişey veremiyoruz diye üzülmemizin hiçbir manası yoktur. Çünkü, hiç olmazsa Cumhuriyetten sonra medeni dünyaya hediye ettiğimiz iki önemli buluşumuz vardır ki, bunlarla bütün maddi ve manevi borçlarımızı ödemiş sayılırız. Bunlardan biri dolmuş, biri de gecekondudur. Tireni, vapuru, uçağı, telefonu icat edenleri herkes bildiği halde, bugün nasıl dolmuş'u bulan Türkün adını hiç kimse bilmiyorsa, gecekondu sistemini bulan o büyük Türk mimarın da Hiç kimse bilmemektedir.