Theodore Zeldin okuduğumda kendimi aynada görüyormuş gibi hissediyorum. Sahip olduğu tecrübeyi, bilgiyi, yaşanmışlığı kendine has üslubu ve herkesin anlayacağı bir dille aktarıyor. Altını çizdiğiniz cümlelerde kendi tecrübelerinizi ve yaşanmışlığınızı buluyorsunuz.
《☆☆☆》
"İnsanlığın Mahrem Tarihi"nde geçmişin gölgesini, bugünün pişmanlıklarını ve yarının belirsizliklerini okuyorsunuz. Aklıma Kierkegaard'ın şu eşsiz sözü geldi. "Hayat yalnız geriye dönüp bakıldığında anlaşılabilir fakat ileriye dönük yaşanmak zorundadır." 25 bölümden oluşan kitabın her bölümü birkaç kadının hayat tecrübesini anlatmasıyla başlıyor. Sonrasında Zeldin tarihçiliğini konuşturarak okuru geçmişte bir yolculuğa çıkarıyor. Aradan geçen yüzlerce hatta binlerce yılda insanlığın geçirdiği evrimi, kadın erkek ilişkilerini, seksi, aşkı, dostluğu, yalnızlığı, mutluluğu anlamaya çalışıyorsunuz.
《☆☆☆》
Sanayi devrimi artan teknoloji düzeyi ve verimlilik insanlara arzuladığı boş zamanı neden kazandıramadı? Ya da kazandırdı da bu hak elinden mi alındı. Çünkü tarihe baktığımızda insanlık genelde kendisine, düşünmeye ve sanata vakit ayırdığında gelişim göstermiş. Özel hayat kulvarında hâlâ emekliyor insanoğlu. Kadınlar arzuladıkları özgürlüğü ve hak ettikleri saygıyı elde etmek için yüzlerce yıl mücadele ettiler hatta dünyanın bazı yerlerinde mücadele devam ediyor. İşte Zeldin bu kitabıyla insanlığın az bilinen ya da göz ardı edilen tarihini anlatıyor...